İmamoğlu'na saldırı ile amaç ne

"Seçime günler kala çok büyük bir olay yaratarak dikkatleri halkın ekmeğini çalan yağma sisteminden kaçırmak isteyebilirler" diyerek bitirmiştim bugünkü yazımı! Daha mürekkebi kurumadan Erzurum'da Ekrem İmamoğlu'na yapılan saldırı gündeme düştü.İmamoğlu Erzurum'da büyük bir ilgi ve sevgi ile karşılandı. Ancak karanlık eller seçime günler kala en tehlikeli provokasyonlardan birini denediler. Önce İmamoğlu'nun konuşma yapacağı meydanı Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen otobüslerle kapattı! Ancak halk meydanı doldurdu. İmamoğlu kürsüdeyken kaldırım taşlarını söken bir grup tetikçi, İmamoğlu'na ve mitingi izleyenlere taş yağdırdı.Ekrem İmamoğlu vatandaş zarar görmesin diye son derece soğukkanlı şekilde konuşmasını tamamladı. Emniyeti, valililiği ve belediye başkanını güvenliği sağlamaları için uyardı. Polis tetikçi grubu izlemekle yetindi ve bu ihmal olayların büyümesine neden oldu.Saray rejimi zorda. Yolsuzluk düzeni bir foseptik gibi patladı. Paramiliter saldırılar hem seçimi etkilemek hem de gündemi değiştirmek için devreye sokulmuş görünüyor...Millet İttifakı'nın yarattığı büyük rüzgâr, Ekrem İmamoğlu'nun meydanları coşturan enerjisi giderek makasın açılmasına neden oluyor. Saray kaybettiğini görüyor.Çok tehlikeli bir oyun sahnede.Kaosun, çatışmanın, halkı galeyana getirmenin kazananı olmaz! Hiçbir perde yolsuzlukların üzerini örtemeyecek.BEKA SORUNU NEYMİŞ ANLADINIZ MI En yakın isimler birer birer itirafçı oluyor. Rıza Sarraf'lar, Sedat Peker'ler, Ali Yeşildağ'lar... Anlattıkları filmlere konu olur. Ama öncesinde kitaplara konu oldu, olmaya devam ediyor...2006-2007 yıllarında AKP'nin ilk döneminde kurulan sistemi görmüş ve kitabıma da bu adı koymuştum: "Görünmez Holding"...AKP'nin bir siyasi parti yapılanması dışında iç içe geçmiş şirketlerle aslında bir holding gibi "çalıştığını" anlattım. Bu şirketlerin bazı ihalelerde rakip bazılarında ortak olduklarını,Tek merkezden yönlendirildiklerini,Ülkenin tüm varlıklarının AKP'li siyasetçi-bürokrat-işadamı üçgeninde hortumlandığını,Devletin imkânlarının bu sistemin önünü açmak için kullanıldığını,Yolsuzluklar için kişiye, şirkete özel yasalar çıkarılarak Gazi Meclis'in bile kirletildiğini,En küçüğünden en büyüğüne ihalelerin kurgulandığını,Teftiş ve denetim sisteminin yok edildiğini, Hırsızlıkları yapanların değil onlarla mücadele edenlerin yargılandığını,"Çalıyorlar ama çalışıyorlar" lümpenliğine karşılık aslında çalmak için çalıştıklarını, proje ürettiklerini, iş olmaz ise çalamayacaklarını,Türkiye'de yolsuzluklar ve israf ortadan kaldırıldığında ülkenin bütçesinin tüm sorunları çözecek seviyede olduğunu, örnekleri, belgeleri ve isimleri ile yazdım..."Görünmez Holding" AKP iktidarının ilk yazılan suç dosyası gibiydi. Sonraki yıllarda çürümenin devamını ve farklı şekillerini değerli gazeteci arkadaşlarımız da kitaplarına konu ettiler. MASALLARA İNANAN KALMADIElbette yazılan, anlatılan her şey suya yazılmış bir yazı gibi kabul gördü. İddiaların, belgeli suç raporlarının hiçbirinin üzerine gidilmedi. Türkiye yağma Hasan'ın böreği gibi yağmalanırken, bu kokuşmuş düzeni yazan gazeteciler olarak gözaltılarla savcıların ve hâkimlerin karşısında "neden yazdığımızı" açıklamak zorunda bırakıldık. Tarihi seçimlere günler kala buzdağının altı görünmeye başlıyor. Benim yıllar önce "Görünmez Holding" dediğim ancak isimleri, şirketleri, ilişki biçimlerini ve yolsuzluk modellerini bir bir saydığım yapılar gün gibi ortaya çıktı. Zaman içinde bu kirli çarka yeni dişliler eklendi...Memleketi soymak üzere milletvekili, bakan, bürokrat olanlar, sabah akşam soygun yapacak proje peşinde koşanlar halka hesap verecek. Çünkü artık toplum, hırsızlıkları deşifre olanların "Vatan elden gidiyor", "Dış güçler bizi istemiyor",