Bu dünyadan bir Haluk Pekşen geçti...

En son Ankara'ya nakledildiğinde konuşamıyordu...Eline kalemi alıp not kâğıdına "Artık final mi" diye yazarak doktoruna uzattı...Yanlış teşhis ve tedavi sürecinde bedeni büyük mücadele vermiş, yaşaması mucizelere kalmıştı...Bodrum'da rahatsızlanıp hastaneye kaldırılan Av. Haluk Pekşen'in vücudunda enfeksiyona neden olan sorun, günlerce anlaşılamadı. Yuttuğu bir balık kılçığı yemek borusunda 1 cm delik açmış, kalp hizasındaki delikten akan sıvılar enfeksiyona neden olmuştu. Babası gibi hukukçu olan kızı Ezgi Pekşen'in sözleri boğazımızda bir yumru gibi; "Bir endoskopi yapılsaydı babam hayatta olacaktı..."Haluk Pekşen, bana ağabey kadar yakındı.Büyük bir yurtsever, Aydınlanmanın öncü isimlerinden, Atatürk Türkiyesi'nin yılmaz savunucularından biriydi. 61. yaşına hastanede yoğun bakımda girdi. Türkiye için, Türk siyaseti için yeri doldurulamayacak bir değerdi... En verimli döneminde çok erken aramızdan ayrıldı. Pazar günü toprağa verdiğimizde onun yaşamını kaybettiği duygusuna alışamamıştık. Tüm dostlarından bir parçayı beraberinde götürdü Haluk Pekşen...Balyoz ve Ergenekon davalarında FETÖ korkusu ile birçok hukukçu masa altına saklanırken, uzmanlık alanı ceza hukuku olmadığı halde tutuklu askerlerin davasını üstlenmişti. Büyük bir mücadele verdi ve Balyoz'u çökerten delilleri ortaya çıkardı. Türkiye'de sivil havacılığın kuruluşunda rol alan, birçok yasanın çıkmasında görev yapan, denizcilikten savunma sanayisine çok yönlü uzmanlıkları bulunan, uluslararası camiada görüşlerine yer verilen, Trabzon'dan milletvekili olduğu dönemlerde yolsuzlukların üzerine cesurca giden, tertemiz, lekesiz, bagajsız siyasetin yüz akı isimlerinden biri oldu...Doğru bildiğini söylemekten geri durmadı. Büyük yaşadı Haluk Pekşen, ideallerinden, ilkelerinden ve hedeflerinden hiç geri adım atmadı. Memleketin sorunları ve çözümleri üzerine sayısız sohbetimiz oldu. Hep anlatacak konuları, paylaşacağı bilgileri, projeleri vardı... Çok iyi bir partiliydi.