Soçi'deki ton farkları

Soçi'deki Erdoğan-Putin zirveleri hep kritik önemdeydi. Tabii günün konjonktürüne endeksli değişen ton farklarıyla. Mesela geçen yıl Eylül ayındaki görüşmeye giden günlerde Türkiye ile Rusya arasında sanki 2020 yılının ilk günlerinde patlak veren ve yaklaşık iki ay boyunca Ankara-Moskova hattını neredeyse savaşın eşiğine getiren krizin bir benzeri geliyormuşçasına haberler yapılmaktaydı. Özellikle de İdlib'de Rusya destekli Esad güçlerinin sivil halka yönelik saldırılarının hız kesmeden devam etmesi nedeniyle. Çünkü İdlib'e ilişkin gerek 17 Eylül 2018 tarihli Soçi Mutabakatı gerek bunu tamamlayan 5 Mart 2020 tarihli Moskova Ek Protokolü, Rusya'nın sahadaki ağır saldırıları sonrasında yapılan zirvelerde ortaya çıktı. Ve öncesinde yaşanan bütün gerilimlere karşılık, bu zirvelerde her seferinde masada ipler kopmadan Erdoğan ile Putin arasında bir uzlaşı noktası şekillendi. Dolayısıyla, Eylül 2021'deki o zirve öncesinde de karşılıklı olarak birbirlerini mutabakata uymamakla suçlayan iki taraf arasındaki İdlib geriliminin nasıl noktalanacağı merak konusuydu. Yaklaşık üç saat süren buluşma sonrasında da sıkıntılar aşıldı ya da rafa kaldırıldı. Yani ABD'nin çok istediği Türkiye-Rusya ilişkilerinde kopma falan olmadı...Soçi'de iki liderin son buluşmasına giden süreçteki görüntü ise öncekilerden çok daha farklı. Rusya-Ukrayna savaşı ve işgalin başladığından beri Türkiye takip ettiği kendine özgü aktif denge politikasıyla bütün taraflardan ayrı bir duruş gösterdi ve hiçbir devletin başaramadığı somut çıktılar ortaya koydu. Rusya-Ukrayna arasındaki barış girişimleri, çabaları ve BM'nin dahi "savaşan iki taraf ilk kez gıda ve gübre kıtlığı konusunda dünyayı kurtarmak için anlaşma yapıyor" diye teşekkür ettiği Tahıl koridoru gibi. Yine Avrupa Birliği ülkeleri bütün hava sahalarını kapatırken, Türkiye'nin hava sahası ve havalimanlarının Rus uçaklarına açık kalması, Rusya'nın dış dünya ile bağlantısı bakımından önemli bir nefes borusu işlevi gördü, görüyor Yani Türkiye hem Avrupa'ya hem de Rusya'ya karşı elini epey güçlendirmiş durumda. Dolayısıyla zirve öncesinde en çok merak edilen soru da şuydu:var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6803612;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6803612;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlartunca-benginsocideki-ton-farklari-6803612' });Uygulanan ağır yaptırımlara katılmayan, hava sahasını kapatmayan Türkiye'yi tek çıkış yolu olarak gören Rusya, TSK'nın olası harekâtında Suriye hava sahasını açar mıMalum geçtiğimiz günlerdeki Tahran zirvesinde hem Rusya