İstanbul için kötü ve kötünün iyisi senaryolar

Deprem kendini unutturmuyor...Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu illerimizi yeniden ayağa kaldırmaya dönük hummalı çalışmalar sürerken, yurt genelinde bağımsız sarsıntılar da meydana geliyor. Fay hatlarındaki bu hareketlilik nedeniyle de "deprem korkusu" had safhada. Özellikle bilim insanlarının"korkulan büyük deprem için kum saati doluyor" uyarısı yaptığı İstanbul'da...Mesela geçen hafta içinde Marmara bölgesindeki Tekirdağ, Balıkesir,Bursa merkezli depremlerin ardından yine büyük tedirginlik yaşandı. Herkes oturduğu binanın sağlamlığı, ya da zeminini sorguluyor,buna bağlı olarak da bazı semtlerde konut fiyatları arttı,insanlar müstakil ev peşine düştü, İstanbul'u terkedenler bile oluyor.Nasıl olmasınki Korkulan o depreme dönük bir sürü senaryo var, bunların en iyimseri bile tüyler ürpertici..Göçecek yıkılacak binlerce binadan söz ediliyor. Malum İstanbul'da 1980 öncesi yapım 255 bin konut var.1980 ile 2000 arasında 540 bin konut üretilmiş 2000 ila 2019 arasında yapılan ise 376 bin.Tabii daha sonrasında yapılanlar da oldu. Ve bu binaların hem yapım tekniklerinde hem kullanılan malzemede hem de zeminlerinde farklılıklar var. Böyle olunca da bunların herbirinin olası büyük depremde farklı davranacağı düşünülüyor. Ki bu anlamda İstanbul'un 1999'da geçirdiği genel bir deprem deneyimi de hafızalarda. Buna rağmen gelişen tablo da!.. Binaların yıkılmadığı, insanların ölmediği bölgelerde kentsel dönüşüm daha hızlı gidiyor buna rant da denilebilir, duyarlılık da. Binaların yıkıldığı, çadırların kurulduğu ilçelerde ise pek fazla değişim yok aksine çok katlı binalar yükselmiş durumda. Dahası İstanbul açısından tedirginlik yaratan bir başka kritik detay da sayıları oldukça fazla olan bitişik,yapışık binalar. Çünkü bunların genelde yükseklikleri, genişlikleri, yapımlarında kullanılan malzemesi teknolojileri hep farklı... Ya da mesela 5 veya altı tane bitişik binadan birisi güçlendirildiyse diğerleri ve kendisi için de büyük risk içeriyor. Bunu da inşaat mühendisleri "Aradan bir tanesi çok güçlü olursa,bunlar olası bir depremde beraber hareket etmek istediklerinde de güçlü olan diğerlerini yıkacaktır.Bunların beraber hareket etmelerini sağlamak, yani hepsini birlikte güçlendirmeniz gerekir" diye açıklıyorlar. İnsanların daha tek bir bina için anlaşamadıkları gerçeklikte bunun da zorluğu açık. Dolayısıyla endişelenmemek elde değil. Hele de Kahmaranmaraş merkezli depremlerden etkilenen 10 ildeki eskisi yenisi göçen, yassı kadayıf haline gelehbinlerce binayı, kahreden o manzarayı gördükten sonra.. Allah saklasın ya benzeri,hatta daha da vahimi İstanbul'da olursa!..var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6916299;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6916299;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlartunca-benginistanbul-icin-kotu-ve-kotunun-iyisi-senaryolar-6916299' });İstanbul'un deprem geçekliğini ve bina paradoksunu yıllarını depreme dayanıklı güvenilir binalar yapımına, İstanbul deprem senaryoları hazırlanmasına veren Prof. Dr. Mustafa Erdik'e sordum. Öncelikle de İBB'nin son senaryosundaki