Kansere karşı nano ilaç geliyor

Türkiye'nin ilk patentli nano ilacının hikayesinin ardında bilim insanlarının yıllarca süren veri ve laboratuvar araştırmaları yatıyor. RS Research biyoteknoloji şirketinin kurucu ortağı Prof. Dr. Rana Sanyal'ın uzun süren, büyük emeğe dayalı ekip çalışmasının hikayesini paylaşmak istedim sizlerle... Türkiye'nin şimdiye kadar patentli tek ilacının olmadığını biliyor muydunuz Evet, yanlış duymadınız. Türkiye'de patentli tek bir ilaç bile yok. Yani uzun yıllardır ilaç endüstrisinde üretim teknolojisine yatırım yapılırken, entelektüel mülkiyet için yatırım yaratılmadığını görmek üzücü. Ancak işte bu durum tamamen değişiyor. Sağlık sektörü söz konusu olunca umut taciri konumuna düşmek istemem. Size ilaç geliştirmenin ne kadar uzun, zahmetli ve zor bir süreç gerektirdiğini söylemem gerek. Prof. Dr. Rana Sanyal'ın hikayesi; akademiden girişimciliğe geçiş yapanlara, kadın teknoloji girişimcilerine biyoteknoloji alanında yerli girişim sermayesiyle büyüme şansı olabileceği konusunda ilham kaynağı oluyor. ETKİ YARATAN GİRİŞİM Biyoteknoloji ve derin teknoloji konusunda Türkiye'nin gururu ve ilham kaynağı bir kadın akademisyen girişimci Prof. Dr. Rana Sanyal ile aynı sahnede buluştuk. 2021 yılında Türkiye'nin en çok yatırım alan 10 girişiminden biri ve listedeki tek derin teknoloji girişimi olarak Startups.Watch 2022 yıllık toplantısında Zorlu PSM'de sahneye çıktı. Prof. Rana Sanyal başarılı bir kadın girişimci olarak laboratuvarda veri üzerine yıllar süren çalışmanın karşılığını insan hayatına etki eden nano ilaçlarla almayı hedefliyor. Biyoteknoloji ve derin teknoloji girişimlerine umut veren bir hikayeye sahip Rana Sanyal'in, sahnede insanların hayatına dokunan, etki yaratmanın getirdiği heyecanı anlatırken söylediği sözler sırasında Nazım Hikmet'in şiiri geliyor aklıma: "Yaşamayı ciddiye alacaksın Yani o derecede, öylesine kiMesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda Yahut kocaman gözlüklerin Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksinHem de yüzünü bile görmediğin insanlar için..." İşte bu dizelerdeki bilim insanlarından biri de Prof. Dr. Rana Sanyal ve ekibi. Dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon insan, hayatını kanser sebebiyle kaybediyor. Kansere karşı etkili bir tedavi için en çok başvurulan yöntem kemoterapi. Ancak kemoterapinin yan etkileri, etkili bir tedavinin önündeki en önemli engellerden biri. Rana hoca yıllarca süren veri analizlerinin bir ilaca dönüşme umudunun olduğunu anladığında bunu bir girişime dönüştürme kararı alıyor. NANO İLAÇ HEDEF TANIYOR Bilimsel projeye kurucu ortak Sena Nomak'ın katılmasıyla akademik proje derin teknoloji girişimine dönüşüyor. Sena Nomak geliştirdikleri çözümü şöyle anlatıyor: "Biz RS Research olarak kemoterapi ajanını hedefine, yani tümöre ulaşana kadar 'paketleyen' bir teknoloji geliştirdik. Tümör yüzeyindeki reseptörleri tanıyan hedefleme modülü sayesinde hücre içine alınan nano-ilaç, etkin maddeyi burada serbest bırakıyor. Tümörün içine girmeden önce ilaç vücutta paketli olarak gezdiği için de vücudun geri kalanı yan etkilere maruz kalmıyor. Böylece etkin maddenin daha etkili olmasını ve hastanın tedavi sırasında yaşam kalitesinin düşmemesini sağlamayı hedefliyoruz. Dünyada bu şekilde hedefleme teknolojisi ile kemoterapiyi daha etkili ve daha az zararlı hale getirmek isteyen başka araştırmacılar da var. Bizi bu rekabette öne çıkaran, ilaç taşıyıcı platform teknolojimizin optimizasyon gücü." YATIRIM TURUNU TÜRKİYE'DE TAMAMLADI Geliştirdikleri platformların fikri mülkiyetini 58 ülkeyi kapsayacak şekilde 12 bölgede korumak için gerekli başvuruları tamamladıklarını ifade eden Sena Nomak, "Biontech ve Moderna gibi artık daha yakından tanıdığımız şirketler de bu yoldan geçtiler. Dünyada bu trendin örneklerine sıkça rastlayabilirsiniz. Pandeminin rüzgarı ile değerlemelerde dönüm noktalarını aşan girişimlerin sayısı artıyor. Silikon Vadisi Bankası'nın sağlık alanında 2021 raporuna göre 1 milyar dolar bariyerini aşan startup'ların sayısı her geçen yıl artıyor. Moderna bu bariyeri 2018'de geçmişti, Biontech ise 2019'da. BiontechPfizer işbirliğinde olduğu gibi, bizim de amacımız kendi bölgemizde adaylarımızın klinik çalışmalarını ilerletmeye devam edip, dünyadaki diğer pazarlarda büyük ilaç şirketlerinin gücüyle kendi araştırma gücümüzü birleştirmek. Seri A yatırım turunu sadece Türkiye'den yatırımcılarla tamamlama başarısını gösterdik" diyor. 5 İLAÇ ADAYI VAR Her biri uzun bir emek ve zaman alan ilaç geliştirme süreci neredeyse 20 yıllık bir hikayeyi oluşturuyor. Farklı kanser türlerini hedefleyen beş ilaç adayının olduğunu ifade eden Rana Sanyal, "Şu anda da bunlar arasından en önde giden molekülümüz ile Faz-1 klinik çalışmaya başladık. Bu, laboratuvardaki tasarım aşamasından itibaren preklinik çalışmaları Türkiye'de yapılarak klinik araştırmalar için onayını alan ülkemizin ilk ilaç adayı. Pandemi ile ilaç geliştirmenin fazları konusunda ülkemiz epey bilinçlendi. Faz-1 bir ilacın hastalara zarar vermediğini görmek istediğimiz bir güvenlilik çalışmasıdır. Faz-2'de ilacın beklenen etkiyi güvenli bir şekilde gösterdiğini ortaya koymak isteriz. Faz-3'te ise ilacın daha geniş kitlelerde, farklı kökenlerden hastaların vücudunda aynı etkiyi gösterip göstermediğini değerlendiririz. Onkoloji alanında klinik çalışmalarda sağlıklı gönüllülerde değil hastalarda deneme yapıldığı için daha Faz-1'deyken bile ilacın etkililiği hakkında fikir sahibi olma olanağınız olur. Önümüzde bir dizi önemli gelişme var ancak bunların zamanlamasını da, bu konudan etkilenen hassas toplumumuz nezdinde yanlış bir algı oluşturmamak için dikkatle belirliyoruz. Ayrıca Covid-19 ile tüm dünyanın radarına giren biyoteknoloji hakkında Türkiye'de de bilinç düzeyi artıyor ancak bunların rakamlara nasıl yansıyacağı