Tünelin ucundaki ışık

Yepyeni Fenerbahçe'nin ilk sınavı bir hayli soru işareti ile dolu. Deplasmandan gol yemeden dönmek elbette önemli. Çok koşan rakibe az pozisyon vermek, etkili savunma yapmak da önemli ama asıl önemlisi üretmek!... O ne yazık ki yoktu Fenerbahçe'de... Yeni hoca, yeni oyuncular, yeni bir sistem, değişen alışkanlıklar ve yeniden büyük bir hedef doğal olarak Fenerbahçe'nin ayarını bozmuş... Biten sezonun tıkır tıkır işleyen çarkları sanki paslanmış... Ciddi bir revizyona ihtiyacı olduğu bir gerçek... Kumaşının iyi olduğunu net bir şekilde gördüğümüz Arao stoperlerin ortasında, onun önünde ise ilginç bir şekilde İsmail Yüksek oynuyor. Dünün Fenerbahçe açısından en yeni yapılanması buydu. Ne var ki bu yapılanma en çok sırıtan yerdi. Belki çok hata yapmadılar ama oyunun temposunun düşmesine neden oldular. Arao ne kadar tek topu seri oynasa da İsmail'in durağanlığı hem set oyununun başlangıcını, hem tempoyu hem de hızlı çıkışları ciddi şekilde olumsuz etkiledi. Önde baskıda çok fazla bir sorun gözükmüyor. Jesus'un ana planının bu olduğunu da çok net. Zaman geçtikçe ve oyuncular birbirlerini tanıyıp yapıya alıştıkça elbette bu baskı daha verimli, daha uzun süreli olacaktır. Ama dün zaman zaman etkili yapılan bu önde baskı Fenerbahçe'nin net olarak merkez santrfora ihtiyacı olduğunu gösterdi. Bu oyuncu ne dünkü kadroda var ne de transfer edilmesi muhtemel oyuncular içinde var. İkinci yarıya İsmail'in yerine Miha Zajc ya da Crespo ikilisinden biriyle başlayacağını açıkçası düşünmüştüm. Sanırım benim gibi düşünen çok sayıda Fenerbahçeli de vardı. Ama gördük