Lübnanlı bakan

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un seçimleri tekrar kazanmasının ardından oluşturulan yeni kabinede, kültür bakanlığı koltuğu Lübnanlı bir isme emanet edildi: Rima Abdulmâlik (d. 1979). Beyrut'un kuzeyindeki Şeyhân kasabasında Hristiyan bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Abdulmâlik, Lübnan'da yaşanmakta olan iç savaş sebebiyle, henüz 10 yaşındayken anne-babası ve iki kardeşiyle birlikte Fransa'ya göç ederek Lyon kentine yerleşmiş. Erken yaşlardan itibaren Fransız kültür çevrelerinde boy gösteren Rima, 2019'dan beri Macron'un "kültür danışmanı" olarak görev yaptığından, bakanlığa atanması sürpriz değil. Ancak Fransa gibi yabancı düşmanlığının had safhalara tırmandığı bir ülkede, "Fransız kültürü"nü temsil makamına bir Arap'ın getirilmesi, neresinden bakarsanız ilginç ve dikkat çekici. Bu Arap, Fransız örfünü tamamen benimsemiş bir Hristiyan bile olsa(Fransa, Arap kökenli bakanlara aslında hiç de yabancı değil. Meryem Humrî, Râşide Dati, Necat Vallaud-Belkasım, Kadir Arif, Azuz Begag, Jeanette Bugrab gibi pek çok isim, geçmişte Fransız kabinelerinde yer aldılar. Genellikle Fas veya Cezayir kökenli olan bu şahsiyetlerin ortak özelliği, sıradan bir Fransa vatandaşından daha "Fransız" olmaları, hatta adeta bunun için özel gayret sarf etmeleri. Bu yüzden, örneğin Cezayir Bağımsızlık Savaşı (1954-1962) sırasında Fransız ordusu saflarında Cezayirlilere karşı savaşmış Müslüman bir babanın kızı olan Jeanette Bugrab'ın "İslâm'ın ve Müslümanların ılımlısı olmaz, hepsi şiddet yanlısı" şeklinde açıklamalar yapması kimseyi şaşırtmadı. İşin şaşırtıcı yanı, yine Arap ülkelerinde doğup büyüyerek bilahare Fransa siyaset sahnesinde boy gösteren gayrimüslim politikacıların kamuoyu önünde İslâm ve Müslümanlar hakkında ileri-geri konuşmaktan kaçınmaları. Şu anda UNESCO genel direktörlüğü görevini yürüten Fas Yahudisi Audrey Azulay, böyle bir isim mesela. Audrey Azulay'ın babası Andrey Azulay da, 1990'lardan bu yana Kraliyet ailesine başdanışmanlık yapıyor.)Rima Abdulmâlik'in Fransız kabinesine dâhil olması, dünyanın farklı ülkelerine dağılmış durumdaki "Lübnan diasporası"nı da yeniden gündeme getirdi.Diaspora dediğimizde, Lübnan'ın bugün tahmin edilen yaklaşık 6 milyonluk nüfusunun çok üzerinde, 15 milyon civarında bir insan varlığından söz ediyoruz. 1860'lardan itibaren savaşlar, kıtlık ve ekonomik problemler nedeniyle Ortadoğu'yu terk etmeye başlayan Lübnanlılar, yoğun olarak Latin Amerika ülkelerine yerleştiler. Bugün Brezilya'da 2 ila 5 milyon arasında Lübnanlının yaşadığı düşünülürken, bu rakam Arjantin için 2-3 milyon ve Venezüella'da da 1 milyon olarak tahmin ediliyor. Kolombiya'da 700 bin, Meksika'da 400 bin, Uruguay'da da 100 bin kişi kendisini "Lübnanlı"