Ateşten gömlek

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Saîd, yayınladığı özel bir kararnameyle, Tunus Cumhuriyeti Başmüftülüğü'ne Şeyh Hişâm bin Mahmûd'u (81) atadı. 2019'da göreve başladığından bu yana birbirinden tartışmalı kararlara imza atan Saîd, son olarak, 25 Temmuz 2021'de hükümete el çektirerek seçilmiş parlamentoyu feshetmişti. Saîd'in çağrısıyla 17 Aralık 2022'de düzenlenen genel seçimlere ise katılım oranı yüzde 11'de kalmış, böylece ülkede siyaset mekanizması tümüyle kilitlenmişti. Böyle bir atmosferde, Şeyh Hişâm bin Mahmûd'un müftülüğe atanması, elbette birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Ki bunların başında Şeyh Hişâm'ın yaşı ve kendisini atayan iradenin halk nezdindeki meşruiyeti meselesi geliyor. İslâm dünyasında "nev'i şahsına münhasır" bir ülke olarak dikkat çeken Tunus'ta, siyasetle doğrudan bağlantısı sebebiyle, müftülük makamı önemini hep korudu. Uzun Osmanlı asırları boyunca herhangi bir gerilimin konusu olmayan müftülük, 1950'lerden sonra ise bu göreve getirilenler açısından adeta "ateşten gömleğe" dönüştü. 1574'te bugünkü Tunus ve çevresi Osmanlı İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altına girdiğinde, halkın ekseriyeti Mâlikî mezhebine mensuptu. Yönetimi üstlenen Murâdîler hanedanı, Hanefîliği de ülkede yaygınlaştırarak dinî hayata resmî bir düzen getirdi. 1600'lü yılların başından itibaren Tunus'ta biri Hanefî diğeri de Mâlikî olmak üzere iki müftü vazifelendirildi. Müftülük makamını dolduran zat, zaman içinde "müftî-i ekber", "başmüftü", "şeyhülislâm" gibi unvanlarla anıldı. 1881'de Tunus'ta başlayan "Fransız himayesi" dönemi, müftüler açısından ilk ciddi sıkıntıların baş gösterdiği bir zaman dilimiydi. Gördükleri siyasî baskıların yanı sıra, halkın "himaye" yönetimi sırasında yaşadığı çok çeşitli problemlerin çözümü yine müftülerin sorumluluğundaydı. Fransız tesirlerine karşı İslâm kültür ve ahlâkının müdafaası da müftülerden beklenen bir görevdi. Tüm bunları aynı anda ve mükemmel bir biçimde yerine getirmenin zorluğu ise malumdu. Keza, siyasî dengeler sebebiyle, süreç içinde Mâlikî müftü sayısının dörde kadar çıkması, dikkat çeken bir ayrıntıydı. Tunus, 1956'da Fransız sömürgesinden kurtulup bağımsız bir cumhuriyet olarak tarih sahnesine çıktığında, Paris'te eğitim gören ve Fransız tipi jakoben laikliği benimseyen Habib Burgiba, ülkede gerçekleştirdiği "modern" reformlar bağlamında müftülük makamını da kontrolü altına aldı. Müftülükteki çok başlılık ortadan kaldırıldı, "Tunus Cumhuriyeti Başmüftüsü" siyaset tarafından atanan bir memura dönüştürüldü. Muhammed Abdulazîz Cuayt (1886-1970), müftülük makamına getirilen ilk isim oldu. 1957-1960 arasında koltuğunda oturan Cuayt'tan sonraki müftüler sırasıyla şunlardı: Muhammed Fâzıl Bin Âşûr (1909-1970, görev: 1962-1970), Muhammed Hâdî Belkâdî (1905-1979, görev: 1970-1976), Muhammed Habîb Belhûca (1922-2012, görev: 1976-1984), Muhammed Muhtâr Selâmî (1925-2019, görev: 1984-1998), Kemâleddîn Cuayt (1922-2012, görev: 1998-2008), Osman Battîh (1941-2022, görev: 2008-2013 ve 2016-2022),