'Seni adam sanmıştık'

Yukarıdaki başlık bir okuyucunun bana yazdığı mesajdır. Zaman zaman böyle tepkiler alırım. 28 Şubat'a karşı mücadele ettiğim, 2011 yılına kadar AK Parti iktidarını desteklediğim dönemlerde beni "bizden" sanıyormuş, ama eleştirmeme kızıyor "adam sanmıştım" diye hakaret ediyor.Bu zihniyetin simetrik zıddı, "siz de suçlusunuz, bunları bir zamanlar desteklemediniz mi!" diyerek suçlayanlardır. "Yetmez ama evetçiler" diye yapılan suçlamalar.Bu zıt iki zihniyetin ortak tarafı "bizden"ci olmalarıdır. Konular, sorunlar, veriler, araştırmalar, rakamlar, felsefi kavramlar, hatta maddi gerçekler bile önemli değildir. "Bizden" iseniz "adam"sınızdır. Ama eletiyorsanız "düşman"sınızdır! Hain, ajan, dış güçlerin adamı, mürteci, karşı devrimciOlgularla, verilerle, bilimsel araştırmalarla düşünemeyen, zihninin içindeki şablonları dogmalaştıran bu zihniyet rasyonel düşünmeyi, eleştirel düşünmeyi, doğru ile yanlışı ayırt etme yetisinin gelişmesini engellemektedir.AYNI MIAİHM kararlarını bağlayıcı hale getiren Anayasa değişikliğini yapan, AİHM kararlarına göre "yargılamanın yenilenmesi" yolunu açan Başbakan Erdoğan ve partisiydiAma "AİHM kararları bizi bağlamaz" diyen ve bu yüzden Türkiye hakkında Avrupa Konseyi'nde "prosedür" başlatılmasına sebep olan da Erdoğan ve partisidir.Hukuk konusunda fikri olan bir "adam" her iki politikayı da savunabilir mi Veya her iki politikaya da yanlış diyebilir miTürkiye'yi kişi başına gelirde 12 bin dolara yükselten rasyonel ve demokratik politikalar da Türkiye'yi 8-9 bin dolara düşüren dogmatik ve kişisel politikalar da Erdoğan'ın, bu iktidarın politikalarıdır.Liste çok uzun İki türlü düşünmek mümkün: 'Bizden' tavrı yani aşiret sadakati gibi kayıtsız şartsız destek Fakat o zaman parti içi demokrasi çalışmıyor, kamuoyu yeterince aydınlanmıyor, yanlışları erken düzeltmek mümkün olmuyor. Partilerden bağımsız düşünce Hayranlıkla veya düşmanlıkla körü körüne davranmak yerine, konulara, politikalara göre tavır almakDemokrasinin denetim ve denge işlevi, yanlışların düzetilebilmesi ancak bağımsız düşüncelerin gelişmesiyle mümkün oluyor.Fakat siyaset bağımsız düşünmeyi değil, itaati teşvik ediyor, kitleler de yatkın buna.PARTİ Mİ AŞİRET MİMeşrutiyet devrindeki azgın parti kavgalarının tahribatı 1949 yılında CHP'li Başbakan Şemsettin Günaltay ve muhalefette DP lideri Celal Bayar, o kavgaları yaşamışlardı. 22 Şubat 1949, bütçe görüşmelerinde Celal Bayar kürsüde, Meşrutiyet kavgalarını hatırlatarak şöyle konuşur:"Biz medeni bir devlet kurmuşuz, bu devletin medeni icaplara göre işlemesini isteyen insanlarız. Biz bir aşiret devleti değiliz. Bir aşiret reisinin diğer reise kızmak suretiyle birbirine hasım olması âdetini bu memlekete sokmayacağız"CHP adına Başbakan Günaltay:"Karşı