Kafası karışıktan altı artı iki soru

B. Ümit Özdağ ile Kemal Kılıçdaroğlu'nu yan yana görünce ister istemez kafam karıştı. Anlayamadığım, anlamlandıramadığım bir denklem ile karşı karşıya buldum kendimi. Yanlış anlamayın rica ederim, bir ürkme, endişe hali değil bu; aksine siyaseten nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu yorumlama güçlüğü. Yoksa değil Ümit Özdağ, onun cesametinde birkaç siyasi daha ekleseniz, neticenin değişmeyeceğine inanıyorum: Erdoğan ciddi bir farkla kazanacak. Ben yine de kafamı karıştıran şu soruları bir sorayım. Belki gün olur bir mahfilde cevabını duyan olur, sevabına beni de aydınlatır: Evvela Ümit Özdağ'a sormak isterim. -Beyefendi, Kemal Kılıçdaroğlu, sizin kapısını kapatmak vaadi ile yola çıktığınız cehennemin kapılarını kapatmak için bir umuttu da siz sırf muhalefetin oylarını bölmek için mi ayrı bir ittifak kurdunuz İlk turda neden Kemal Bey'i, direkt şartlarınızı ortaya koyarak ve elinizdeki güç ile ikna ederek ittifaka katılmadınız -Kendinizce çok hayati gördüğünüz birtakım şartları öne sürerek "bunları kabul ettiğiniz takdirde biz bu ittifakta yer alırız" dediniz. Bakın seçime beş gün kala, iki gündür altı lideri ikna edememiş olacaksınız ki, saat 11:00'de yapacağınız açıklamayı 24 saat tehir ettiniz. O halde soralım: Üzerinde anlaşma konusunda bu kadar zorlandığınız bu şartların yerine getirileceğinden nasıl emin olabiliyorsunuz "Türkiye'yi PKK ile işbirliği yaparak yeniden dizayn etmeyi planlıyorlar" dediğiniz Akşener ve Kılıçdaroğlu'na nasıl mani olacaksınız "Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olursa iç savaş çıkar" gibi güçlü bir iddianız vardı. Hangi yaptırım ile Kemal Bey'i -hani olmaz ya- cumhurbaşkanı olduktan sonra sizin şartlarınıza gelme konusunda baskılayabileceksiniz Zira unutmayın, altılı masa pazarlıkları Kemal Bey'in sözünü tutma konusunda çok da mahir bir siyasetçi olmadığını bizlere gösterdi. Hangi güvence ile 6 artı ikinci oldunuz (Birincinin adını hepimiz biliyoruz.) Bu iki soru benim için şimdilik kafi. O halde Kemal Bey'e soracaklarımızı soralım: -Elli bilmem kaç defa bir araya gelerek yürüttüğünüz altılı masa görüşmelerinin hiçbir anlamı yok muydu da, son çeyrekte şimdiye kadar hiç müzakere etmediğiniz, hakkında yorum yapmadığınız şartlar üzerine kampanyanızı bina ediyorsunuz Allah aşkına siz iki sene oturup çay kahve mi içtiniz -Şu anda yaptığınız milliyetçilik şovları ile ilgili en güzel yorumu sevgili Hasan Öztürk yaptı. Eğer söylediklerinizi gerçekten söylüyor olsaydınız, PKK da HDP de sizden desteğini çekerdi.