İki dalalet arasında gencimiz

B.

Velinimetimiz, büyüğümüz Sadettin Ökten hocamız, tenezzül buyurur, bizleri devlethanesine mütemadiyen kabul ile şereflendirirler. Unutmayayım diye "Ya Hafiz" deyip şehadet parmaklarımı kulağıma tıpa yaptığım, fakirhaneye gelince not aldığım nice başka yerde ele geçmez malumat burada kendilerinden bize ata olunur. İşte dün bir bahisle Sultan III.Mustafa'nın bir şiirini bizlere şerh ettiler. Şiir pek çoğunuzun malumudur, son iki kıt'ası şöyledir:

"Şimdi ebvab-ı saadette gezen hep hazele

İşimiz kaldı heman merhamet-i lemyezele"

18. asrın halet-i ruhiyesini anlatırken hocamız, zihni bugün ile mülevves ben, yine bugünden yana tasalara daldım. Irkçılığın en sakil, en tutarsız, en cahilane formuyla kuşatılmış olduğumuz şu günlerde pek de ayıplanası olmasa gerek bu durum. Sizin siyasete tenezzül etmenize gerek yok, siyaset size bir şekilde bulaşıyor, hayalinizin bir başka zamana, başka mekana yönelmiş olmasına katiyyen müsaade etmiyor zira şu günlerde.

Elli senedir, Kürt gençlerini İslamiyet'ten koparmak; köksüz, teosofik yalanların mümini yapmak için çabalayanları izledik. Buna karşı durmak isteyen nice Müslüman, mazlumen can verdi. Kimi dinsizliğe, kimi pagan yönelimlere, kimi antik doğu efsanelerine sevk edilen gençler, dünyalarını da ahiretlerini de berbat ederek dağlarda can verdi. İslamiyet, aramızdaki bağ, birbirimize karşı insafımız, son kertede farklı istikametlerde kendisine bağlandığımız habl-i metinimiz olduğu için, fasit için en lüzumlu şey, kavgaya sevk edeceği çocukları dinimizden uzaklaştırmaktı. Kısmen başarılı oldu.

Şimdi bir başka hain çomak hamurumuzu karıştırıyor. Türk gençlerini, Tengricilik adı altında köksüz, icat edilmiş, inanç sayılmayacak bir efsaneler bütününe davet ediyorlar. Gök Tengri var, Gök Börü var, runler var... Lothlorien elfleriymişcesine bir motivasyonları var... Bu nesil, bir başka damardan yakalandı, fakat yakalandı. "Arap'ın dini Arap'ın olsun, bize Türk'ün dini gerek" gibi saçma sapan bir söylemle, irtidad ettiğini ikrar edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bir üç beş on yirmi yüz... Hz. Mustafa'nın şeriatinden yüz çevirip, ne idüğü belirsiz fanteziler peşinde ömürlerini heba edecek gençler...