Filistinli anonimleşmeyecek

B.

İyi yahut kötü niyetle yayılan bir şayia, Hamas'ın Filistin halkını temsil etmediğine yönelik bir kanaati yaygınlaştırmaya çalışıyor. Burada hakikati savunmaktan ziyade, Filistin davasını, terör örgütü ilan edilmiş bir direniş gücünden ayrıştırarak, davayı kurtarmak gibi bir kaygıyla davrananlar olduğunu da gözlemleyebiliyoruz. Hamas'ı PKK ile mukayese edenler dahi var. Cahilce bir yaklaşım, ancak dinleyen kulaklar, savunan ağızlar bulabiliyor kendisine. Emperyalizmin taşeronu PKK ile emperyalizme direnen bir örgütün ne gibi bir benzerliği olabilir ki

Öncelikle unutmamamız gereken en temel hakikat, Filistin sorununun, Hamas'ın gerçekleştirdiği 7 Ekim operasyonu ile başlamadığıdır. Hangi yaşta olursa olsun, şu anda hayatta olan kuşak, ömrünün tamamını bu sorunun safahatine tanıklık ederek geçirdi. Elbette Filistinli çocukların önemli bir kısmı bu imkana sahip olamadı, zira buluğa ermeden İsrail barbarlığı canlarını aldı. Bugün, dün, önceki gün, yıllar yıllar önce vs. mütemadiyen çocukların canına kıya geldi İsrail. İnternet videolarında meyhane adabını ve ayıplarını anlatırken aleme nizamat veren Metin Akpınar'ın, çoklu rezalet olarak nitelendirilebilecek ayıbı sayesinde varlıklarından haberdar olduğumuz kızlarının hazin hikayesini dinlerken aklıma geldi bu durum. En azından bizi üzecek bir hikayeye sahip olabilme olanağı olmuş kızcağızların. Filistinli yavrulara nispetle şanslı bir bahtsızlık... "Meyhanede şerefsizlik olmaz" buyuran mütefekkirimiz Metin Akpınar, mefhum-u muhalifiyle meyhane hariç her yerde şerefsizliğe açık kapı bırakadursun, biz konumuza dönelim.

Filistin davasına şehadetimiz bizleri belli başlı konuları almanaklara müracaat etmeksizin hatırlar kılıyor. Bu zulüm sergüzeştinin uzun yıllara sari bir ortak noktası var ki, hadise tam da orada düğümleniyor. Akan kandan, İsrail'in çocukları katletmesinden yahut Batı'nın hadiseye ikiyüzlü yaklaşımından bahsetmiyorum. Onlar vaka-i adiyeden sayılır artık. Bence asıl altı çizilmesi gereken şey, Filistin halkının tutarlı bir şekilde anonimize edilerek Kızılderilileştirilmesi barbarlığıdır. Filistin'den bahsederken, opak noktası olmayan, şeffaf bir heyuladan bahseder gibi bahseden Batılı, ayıklanması gereken yabanıl bir ottan bahseder gibidir.

Öncelike sormalı: "Hamas Filistin'i temsil etmiyor" söylemi ile Hamas da dahil olmak üzere Ortadoğu'daki bütün İhvancı hareketleri terörist ilan edenler, Filistin halkının temsilcisi olarak kimi görüyor Elbette birtakım safdiller çıkacak ve "Mahmut Abbas ve El Fetih" cevabını verecektir. Oysa 1991 yılında İsrail, Yaser Arafat ve El Fetih'i Filistin'in temsilcisi olarak kabul etmiyor, Arafat haricinde bir kimseyi ön plana çıkarmamaları halinde Filistinlilerle müzakere etmeyeceğini söylüyordu. O yıllarda Filistin halkının Yaser Arafat'a büyük bir desteği vardı. Bu destek son yıllarda kendisini Hamas'ın arkasında gözler önüne seriyor. Arafat'ın halefi Mahmut Abbas, Filistin sokağındaki meşruiyetini kaybedeli çok oluyor. Bu sebeple Filistin'de bir türlü seçim yapılamıyor; yapılsa Abbas ve El Fetih ciddi prestij kaybına uğrayacak, Hamas büyük zaferle çıkacak. Bu herkesin malumu.