Mü'minin manevi ömrü

Salih Sütçüoğlu: Lem'alar'da geçen şu cümleyi açıklar mısınız: "Mü'min olan bir insanın dünyanın kuruluşundan sonuna kadar uzanan manevî bir ömrü vardır."1Ruhunun İnbisatı Bu cümle bize insan ruhunun inbisat kabiliyeti olduğunu gösteriyor. Ruhun inbisat kabiliyetinden, ruhun zaman ve mekân üstü bir konumu bulunduğunu, bedende hapsolmadığını, hayal ile, düşünce ile, rüya ile, ilham yoluyla, velâyet kudretiyle ve vahiyle gelmiş bilgilere iman etmek ve imanını inkişaf ettirmek suretiyle ruhun kâinatı yutan ve geçmiş-gelecek bütün zamanları kuşatan inbisatlar ve inkişaflar yaşayabilmekte olduğunu anlıyoruz. Ruhun ilk yaratıldığında bile kabil-i hitap olduğunu bezm-i elest âyetinden anlıyoruz.2 Bezm-i elest zamanında ruhun "ebedler tarafında ve zerreler âleminde" bulunduğunu anlıyoruz.3 Her insan mazide gerçekleşmiş hemen her vakıayı aklıyla merak ediyor, düşüncesiyle tesbit ediyor ve hayaliyle resmediyor. Keza istikbalde olacak hadiselerden meselâ Mahşer Meydanı'na, Sırat Köprüsü'ne, Cehenneme ve Cennete her mü'min kalbiyle iman edip basiretiyle ve hayaliyle söz konusu ahiret âlemlerini görüyor. Her peygamber maziyi ve müstakbeli Allah'ın izniyle sinema perdesinde izler gibi izliyor, mahşeri görüyor. Bediüzzaman, cismin bekası, hayatı ve vücudunun bulunduğu an olduğunu; oysa kalbin vücut ve hayat dairesinin maziden müstakbele geniş olduğunu; ruhun ise binlerce sene öncesinden binlerce sene sonrasına kadar vücut ve hayat dairesine dâhil olduğunu ifade ediyor.4 Dört Basamaklı Yol Risale-i Nur'da, ruhun dört basamaklı bir yolda ilerleyerek inkişaf ve inbisat kazandığını öğreniyoruz. Kısaca arz edelim: 1- Marifet-i İlâhiye: Allah'ı esmasıyla, sıfatıyla, şuunatıyla ve kemal-i zatıyla bilmek ve bilme yolunda çabasını devamlı eylemek. Allah'ı bilmenin sonu yoktur. Ancak kişinin istidadının bir yüklenme haddi, bir kapasitesi vardır. Kişi, istidadı kaldırdığı nispette ölünceye kadar Allah'ı bilme yolculuğunu sürdürerek ruhunu geliştirir. 2- Muhabbet-i Rabbaniye: Kul Allah'ı bildikçe O'na muhabbeti artar, Allah'ı sevdikçe daha çok sever. Yaptığını Allah için yapar.