Senin yerinde olsam

Senin yerinde olsam bu adamdan boşanırdım.Senin yerinde olsam ikinci çocuğu yapardım.Senin yerinde olsam bu işi kabul etmezdim.Senin yerinde olsam başka yere tayinimi isterdimVe "senin yerinde olsam"la başlayan bir dolu cümle. Ama senin yerinde değilim. Kimse de senin yerinde değil. Her birimiz kendi biricik hayatlarımızı yaşıyoruz, bu biricik hayatlarımızda kendi kararlarımızı veriyoruz. Tıpkı bir başkasının bizim hayatımızı yaşamadığı gibi.Bu tür cümle kurmayan veya duymayan azdır sanırım. Bazen bize de sorulur. "Sen benim yerimde olsan ne yapardın" Ağır sorudur bu. Bir başkasının hayatını, hayattan ne beklediğini, onun için neyin iyi olacağını nerden bileceksin ki söyleyesin. "Bir defacık aldatmış, hem bak seni seviyor, sevmese bu kadar uğraşmaz, bence gemileri yakma, boşanmayı düşünme hemen." Belki böyle söyler biri. "Olmaz düpedüz aldatmış seni, bir daha nasıl güvenirsin bu adama, evlilik dediğin güven işi. Bir saniye bile durma, kesin boşan." der başka biri.Her insan kendi penceresinden verir cevapları. Farklı farklı düşünce, farklı farklı tavsiye. Ama ya insanın kendi penceresi O pencere değil mi bugüne kadar hayatı gördüğü yer O pencere değil mi hayatının nirengisi O pencere değil mi pervazında biriktirdikleri ile hayat diye dokuduğu kumaş İşte o tezgahtan çıkan her kumaş ayrı ayrı iken, nasıl dokumaya çalışırız