Helalleşmeden kimler rahatsız

Kemal Kılıçdaroğlu'nun helalleşme projesinden rahatsız olanları, yakın takibe alarak hiç incelediniz miİktidar partisi, din-diyanet dâhil mukaddesatları uhdesinde farzettiği için, CHP'nin helalleşmeyi ağzına almasına bile tahammül edemiyor. Ahiret vazifelerini de üstlenmiş gibi, bu partililerin ve bilhassa idarecilerinin, dini bir manası da olan helâlleşmeyi ağızlarına asla alamayacaklarını iddia ediyorlar. İttihad-Terakki'nin masonlarca işgal edilmiş İstanbul şubesinden girerek Menderes'in idamıyla karalamalarına devam ediyorlar. Söz aramızda; merhum Erbakan sayesinde iktidara gelen Ecevit'in komünistleri affettiklerine hiç yanaşmıyorlar. Cerbezenin en dehşetli halini kullanarak; 113 senelik zulüm, ihtilal ve devrimleri Kemal'in mutlak istibdat dönemini de bypas ederek günümüzde, demokrasi için kendisiyle tartışan muhalefete geliyorlar. Partisinin tüm kurullarında istişare ettikten sonra; demokrasiye, dini hürriyetlere ve temel insani haklara sahip çıkarak geçmişinden dolayı özür dileyen bir adama ifrazatlarını gösteriyorlar. Gönül arzu ederdi ki; günümüz siyasetçilerinin kullandıkları dili, yansıttıkları öfkeyi ve birbirilerinin yüzlerine savurdukları küfür ve tezyifleri bilimsel olarak inceleyecek bir üniversitemiz olsaydı. Buradaki psikolojik, sosyolojik ve psikiyatrik vakıaları ilmi prensiplerine göre tahlil edebilselerdi. Bir gazetecinin sorusuna veya bir başka partilinin küçük bir tenkidine dayanamayanlar, bilimsel heyetlere hiç müsaade ederler miydi Helâlleşme kelimesini ancak Allah'a ve ahirete inanan halkların ahlâklarında bulabilirsiniz. Siyasal İslâm kimliği ile siyaset yapan AKP' nin helâlleşmeyi gündeme taşıyanlara kızgınlığının bir sebebinin de, dini tekellerine aldıklarını zannetmeleridir. Çok ilginçtir ki; başta Kur'an olmak üzere bütün din ve milli değerleri iki paralık siyasi kariyerleri uğruna istismar eden bazı politikacılarımızın ve siyasi parti başkanlarının taakip ettikleri siyasi yol, daha çok İslâmiyet'e savaş açmış sivil Marksistlerin üsluplarına benziyor. Bu üslubun asla Türk milletine ait olmadığını, bundan otuz sene önceki siyasilerimizin üsluplarıyla karşılaştırdığınızda da kendisini gösterecektir. Dinsizliklerini gizleyen bu münafık sivil Marksistlerin en büyük hedefi; toplumumuzun sosyal harcı olan muhabbeti, hürmeti, nezaketi, nezaheti ve insani üslubu yok etmektir. Bunu daha iyi anlayabilmemiz için, " Açık Toplumcuların" kişisel gelişim kursları ve NLP teknikleriyle Türkiye'nin sosyal dokusunda yaptıkları değişimleri incelemeniz yeterlidir. Milletimiz ahlakı yıpratan bazı siyasilerin üsluplarından çok rahatsız. Cumhurbaşkanı veya bakan olmuş birisi, bu ülkede muhalefet liderine ahlaksız diyorsa, iktidar hakikaten ahlak düşmanlığını başlatmış demektir. Elbette, halkın arasına ayrışma fitnesini koyarak iktidara gelenler, bu ahlaklarından kolayca kurtulamazlar. Ve helâlleşmeye de asla yanaşamazlar. Onlara göre helâlleşme