Artistler döneminin sonuna gelirken...

Bu köşeyi dikkatlice taakip eden okuyucularımızdan bazıları, yaklaşık yirmi sene önce kaleme aldığımız "ARTİSTLER DÖNEMİ" başlıklı yazıyı hatırlarlar.İnsani hürriyet ve demokrasileri, gayr-ı meşru yollarla gasp ettikleri kapitalle olabildiğince kötüye kullanan NEOLİBERALLERİN yükseliş dönemlerinde kaleme almıştık. Özde Marksist ve zahirde liberal siyasetçilerden bahsetmiştik. Sermayenin belli merkezlerde toplatılmağa başlandığı bu dönemin şöhretli aktörlerin isimlerini... Elbette başrollerde Ronald Reagan olacaktı. Sonra Arnold Schwazenger, Bayan Thatcher, Turgut Özal, Helmuth Kohl, Silvio Berlusconi ve daha niceleri... Siyasete atılan bu artistlerin meslek olarak da artist olmaları gerekmiyordu. Bazıları bilmecburiye kostümlerini giyerek sermayenin desteğinde sahneye çıkmışlardı. Ve kısa zamanda bu artistliğe alışıyorlardı. Bu artistlere, mevsimin "acı meyveleri" olarak da bakabiliriz. Karl Popper, Milton Friedmann, Hayek ve diğer Marksist feylesofların düşünceleriyle oluşan yalancı bir mevsimin neticeleriydi. Kapital, medya, propaganda, reklam, küresel irtibatlar ve nihayet global hegemonya hedefli projeler, ister istemez artistleri gerektiriyordu. Bediüzzaman'ın; "LİSAN-I SİYASETTE LAFIZ MANANIN ZIDDIDIR" ifadesinin bir nevi pratiğini yapıyorlardı, siyasetteki artistler. Bu düşüncenin temel felsefesini bilemeyenler, küresel sermayenin tetiklediği heyelanlarla kıta değişimleri karşısında şaşırıp kalmışlardı. Ve bu dehşetli gücü "karşı konulmaz" telakki eden çok devlet idarecilerinin beyanlarını, medyanın arşivlerinden okuyabilirsiniz. Elbette hakikat böyle değildi. Peygamberimizin haber verdiği ahir zamanda, dinsizlik cereyanları dünyayı zabtederek ilâhlıklarını ilân ediyorlardı. Onların bu maddeci sihirmanyetizmaları karşısındaki şaşkınlar; TAHRİPKÂR DALGANIN geçici olduğunu bilemiyorlardı. İnsan hürriyetleri ve demokrasilerin para ile alınacak kadar ucuz olmadığını bilmeden her şeye maddi fiyat biçenler, insan hayatlarının, kanlarının ve büyük mücahedelerinin üzerine inşa edilmiş demokrasilerin karşılıklarının kan ce can olabileceğini henüz anlamaya başladılar. Varşova Paktı'nın dağılmasıyla sahneye çıkan ilk artistlerin devamları Sarkozy, Rassmussen, Çöl tilkisi Blair, Merkel, Von den Leyen, Rutte ve Strausçu Amerikalı Şahinlerdi... Daha sonra Rothshildlerin sahneye çıkardığı Macron ve YEŞİLLER GURUBU... Tıpkı bugünlerde; Kiev'in ilk bayan artisti Juliya Timoşenko'nun kaprislerine rağmen Harry Potter kahramanına dönüştürülmeye çalışılan Zelensky gibi... Global Marksist kapitalist sermayenin Galiçyalı Zelensky'i aşırı derecede reklam etmesi, Macron 'un kimyasını bozduğunu, da medyadan öğreniyoruz.