'15 Temmuz'u masaya yatırmak

Aradan bir altı yıl geçtikten sonra biraz serinkanlı olmak, "15 Temmuz"u masaya yatırmanın zamanı değil mi Yararı yok mudur İktidar ortaklığı için seçilmiş "her tür saygıyı hak eden Fethullah Gülen Hoca"dan "Amerika adına darbecilerin başı Feto"ya nasıl, niçin geçiş yaşandı Sorgulayamayacak mıyız Başrollerde görev almış kişiler neden hâlâ çok sayıdeğer kadrolar olarak saygı duymanın ötesinde, en etkin görevlerden baş tacı ediliyorlar Konuşabilecekleri olasılığından bu kadar mı çok korkuluyorDünkü 15 Temmuz etkinliklerinde en yetkin ağızların söylemleri içinde baştacı edilip, sürekli teşekkür almadılar mı Açık açık her yeri geldikçe, en yüksek görevlerin başlarındakini acımasızca eleştiren söylemlerini hiç esirgemedikleri halde bu suskunluk nasıl bir korku, gerçeklerden nasıl bir kaçış, çaresizlik, acizliktir Amerikan odaklı, İngiltere, AB'nin de başrollerde oldukları tehdit, şantajlar bu kadar mı ürükütücü..Milyonlarla kişiye ulaşmış sorgulamalar, yargılamalar, mahkemelerde alınmış ifade tutanaklarından yansıyan bilgilere, kayıtlara göre ortaya çıkmış taramaların sonuçlarında yok yok.. Emperyal Amerika iktidarları başrollerde, emperyal ülkelerin topunun birden işin içinde rol aldıkları, dünya halklarını hedef alan acılar, darbeler içinden beğenin beğendiğinizi. Nikaragua'dan, Arjantin'e, Şili'ye, Afgnistan'a, İran'a, Suriye'ye, Irak'a, Pakistan'a, elbette en yoğun Rusya ile Türkiye'yi soluksuz hedef alan projelerden, Ortadoğu odaklı olanlarının hepsini birden saymaya çalışın tamamlamanız olanaksız gibi.. Hele de Güney Amerika, Afrika, Asya'nın topunu birden saymaya kalkarsanız sonsuz gibi.."Yöntem aynı yöntem", kullanılanların kullanılabilecekleri süreçleri sonsuz kılmak, sivri, acımasız zekâlı olabilmeleri ile doğru orantılı uzatılmak üzere, saymakla bitecek gibi değil. Bizim çok uzun yakın tarih listemizde, Menderes ile başlayabilir, şapkasını alıp gidebilmenin ustabaşısı olarak Demirel ile devam edebiliriz. Bugünlere kadar uzandığımızda Özal ile sürdürüp, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile devam edebiliriz. "Boynuzun kulağı hep geçeceği" atasözünü hiç unutmadan elbette.15 Temmuz günü, gecesi, canlı canlı yaşananları en azından topumuz birden görüntüleri ile izledikten sonra farklı bir sonuca ulaşmamız olanaksız. Sokaklara darbeyi durdurmak üzere sokağa çıkan halkımıza çok şey borçluyuz. En başta şehit olanları saygı ile anarak, yaralanarak direnenleri, sokaklara fırlamış herkesin ama herkesin karşısında saygı ile durmalıyız. Kim ne derse desin inanmayın, gerçek damarı, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluş, kuruluş savaşları devrimleri sayesinde Anadolu toprakları üzerinde yeşerttiği fidanlara, demokrasi için direngen güçlere borcumuz var.Elbette iktidarda yakaladığı güç ile yaşamak, ayakta kalmak için direnen Erdoğan kimliğinin rolü etkili. Menderes'in son dakikada görüp geç kaldığı için kurtulamadığı deneyiminin üzerine, Demirel, Cumhuriyet eğitiminden yararlanmış üstün zekâlı olarak, önce "Morison Süleyman" kimliği ile baştacı ettiği, yarattığı Fethullah Gülen