Şehadeteyn: Tevhid ve Nübüvvet

Peygamber Efendimiz (s.a.v), İslâm'ı tebliğle teşrif ettiği Mekke'de tek kişiyle başladığı mücâdelesini, Allah-u Teâlâ'nın yardımıyla Medine'de İslâm devletini kurarak başarıya ulaştırmıştır. Sadece bu da değil, Hicret etmek zorunda kaldığı Mekke'yi fethederek buradaki müşrik devleti yıkıp Allah ve Resulü'nün hâkimiyetini doğduğu topraklarda tesis etmiştir. Rasulullah Aleyhisselam'ın temiz nesebi, karizması, cesareti, doğruluğu, eminliği, güzel ahlakı ve mükemmel stratejisi davasını kabul ettirmede en önemli faktörlerdi. Gelmiş ve gelecek bütün insanların en şereflisi, Allah-u Teâlâ'nın yeryüzündeki mükemmel elçisi elbette başaracaktı. Zira, Allah-u Teâlâ'nın yardımı her an Resulü ile birlikteydi. Allah-u Teâlâ'nın Resulü'nü sürekli gözettiği, yardımını hiç eksik etmediğini anlamak için Kur'an-ı Kerim'de kendisine yapılan "muameleyi" görmek gerekir. Bu muamelenin değeri öyle ulvidir ki, hiçbir peygambere, hiçbir insana, kısacası yeryüzünde hiçbir canlıya böyle önem atfedilmemiştir. Kur'an-ı Kerim'deki birçok ayette Allah'a ve Resulü'ne iman telkin edilmektedir. Zira İslâm, şehadeteyn yani iki şehadet üzerine bina edilmiştir. Şehadetin birinci kısmı tevhid, ikinci kısmı ise nübüvvettir. Önce Allah'a imandır ki bu şehadetin birinci kısmıdır. İkincisi de Resulü'ne imandır ki bu da şehadetin ikinci kısmıdır. İkisi birlikte söylendiği zaman iman tam olur. İşte, Allah-u Teâlâ'nın bu kuralı, bu emri Resulü'ne verilen önemin zirvesidir. pushfn('ads'); Birçok ayette bu emir vardır ancak A'raf Sûresi 158'deki ifadeler, hem Allah-u Teâlâ'nın hâkimiyetini, hükümranlığını, yerlerin ve göklerin tek hâkimi, tek sahibi olduğunu hatırlatması bakımından, hem Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in ümmiliğini yani vahyi birinden öğrenme ihtimali olmadığını hem de İslâm'ın evrenselliğini yani bütün insanlara geldiğini anlatması bakımından önemlidir. Söz konusu ayet-i kerimede Allah-u Teâlâ şöyle buyrulmaktadır: "(Ey Muhammed)! De ki: Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, diriltir ve öldürür. O halde, Allah'a ve O'nun sözlerine inanan Resulü'ne, o ümmi Peygamber'e iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız." (A'raf, 158) Allah-u Teâlâ'ya ve Resulü'ne imandan sonra, itaat edilmesi gerektiği anlatılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) itaat edilmesi gerektiği "Allah'a ve Peygamber'e itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz" (Al-i İmran, 132) ayetiyle hatırlatıldıktan sonra, "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın" (Muhammed, 33) ayetiyle itaat