Sen kişisel önlemini al maskeni tak kardeşim!

Avrupa ülkeleri COVID önlemlerinden bir bir vazgeçtinde, sabırsızlıkla bekledik ve sonunda müjde geldi. Artık bizde de açık havada maske zorunluluğu ve HES kodu uygulaması kaldırıldı. Gözümüz aydın diyeceğim ama bir kısım insan eskisinden daha çok panik oldu. Onlardan biri de benim! Bu paniğin iki sebebi var: Birincisi, Bilim Kurulu'ndaki bazı üyelerin dediği gibi, önlemlerden vazgeçmek için çok erken. İkincisi, en ufak gevşemede bile tüm kuralları yok saymaya meyilli oluşumuz "Açık havada maskeyi çıkarabilirsiniz" kararını, kapalı yerlere de taşımaya hazır o kadar çok insan var ki; görün bakın ne kavgalar çıkacak.'Maskeni tak', 'sana ne, takmıyorum' kavgaları havada uçuşacak. Yazın bir kenara, "demişti" dersiniz. Bu yüzden yapılacak tek şey var; kendi önlemimizi almak! Bu saatten sonra kimin COVID olduğunu bilmemiz çok zor. Çünkü kimse test yaptırmıyor, karantinayı takmıyor, hasta olsa da ortalıkta dolaşıyor. Kaldı ki kim aşısız bilemeyeceğiz. Dolayısıyla eskisinden daha fazla dikkatli olma zamanı. Maskeyi, mesafeyi hayatımızdan çıkarmayalım, kolonyamızı yanımızdan ayırmayalım, bireysel önlemlerimizi alalım. Almayanla da takışmayalım. Çünkü bu tartışmanın kazananı olmayacak. Ayrıca haklı da olsak, başımıza ne geleceğini bilmiyoruz çünkü Teksas gibi bir ülkede yaşıyoruz. Kendisine korna çalan aracın sürücüsüne, bagajdan balta çıkarıp saldıran, camlarını baltayla kıran Ankaralı maganda benzeri çok insan var ortalıkta. Sahi ne oldu o adam, buldunuz ve cezasını kestiniz mi Sayın Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilileriBU PROTESTOLARLA MI SAVAŞI DURDURACAKSINIZYine sapla saman karıştı Hani bizim aklıevvel vatandaşlarımız bazı ülkeleri protesto etmek istediğinde, onların mallarınıürünlerini ortalığa saçıp döküyorlardı; biz de onlara 'salak' deyip gülüp geçiyorduk ya Rusya'nın Ukrayna savaşı yüzünden benzer aptallıklar yaşanıyor. Üstelik bu kez sıradan vatandaş değil, gayet ciddi kurum ve kuruluşlar yapıyor bunu. Okullar dünyaca ünlü Rus edebiyatçılar Tolstoy, Dostoyevski'ye, Çaykovksi gibi bestecilere sansür uyguluyor. Netflix, Anna Karenina dizisinin çekimlerini durduruyor... Film festivalleri, Rus yapımı filmleri diskalifiye ediyor... Rus orkestra şefleri işinden ediliyor, sinema veri sitesi IMDB Rus yönetmen Tarkovski'nin filmlerini kaldırıyor, sporcular spor yarışmalarından men ediliyor falan En garibi de Fransa'nın yaptığı! Mayıs sonuna kadar Rusya'dan herhangi bir kedi ırkının ithalini ve tescilini yasaklamışlar. Tam bir akıl tutulması! Saldırgan Rus siyasetçilerine karşı çıkmanın yolu; sanatı durdurmak, koca Rus külliyatını yok saymak mıdır Savaşı böyle mi durduracaklar Sanatçıya, bilim insanına, sporcuya yasak olur mu Bu boykotların bir baskı oluşturacağını düşünüyor olabilirler ama bu misilleme değil, tam bir ırkçılık. Bu yapılanlar, protesto için kolaları döken adamların yaptığıyla aynı! Ben, bir tek bizim cahiller yapıyor sanıyordum, meğer her yerde varmış bu kafadan.Filmin önüne geçmek budur!Biz ne zaman öğreneceğiz ödül törenlerinde giyinme işini Ya hırkaspor pabuçla sahneye çıkarlar ve 'hay senin işine gösterdiğin özene' diye adamı söyletirler.. Ya abartının dibine vururlar.. Ya da rüküşlükle göz kanatırlar. 'Bergen' filminin galasında, başrol oyuncusu Farah Zeynep Abdullah'ın yaptığı sonuncusu. Bu filmle birlikte o kadar çok konuşulacak şey vardı ki Filmin ne kadar başarılı olduğu.. Farah Zeynep'in ne kadar iyi iş çıkardığı.. Türkiye'deki kadına şiddet.. İstanbul Sözleşmesi'nin gerekliliği.. Adaletin kadın katillerine biçtiği rol.. Bu kadını yok eden adamın filme itirazı ve pişkin pişkin 'beni rezil edemezsiniz' demesi.. Yaşadığı yerde filmin gösterilmemesi (eğer haber doğruysa, Kozan Belediye Başkanı bu rezaleti mutlaka açıklamalı) Bütün bunları konuşmamız gerekirdi ama Farah Zeynep hepsini unutturdu.