Arıburnu direnişi ve Mustafa Kemal

Bugün 25 Nisan; bundan tam 107 yıl önce bugün, 25 Nisan 1915'te, Mustafa Kemal, Türk milletinin hayatına dokunmaya başladı. Mustafa Kemal'in "Atatürk" olma süreci 107 yıl önce bugün başladı. 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale Kara Muharebeleri'nin başladığı 25 Nisan 1915 sabahı çok kritik bir anda inisiyatif kullanarak 57. Alay'la düşmanın karşısına çıktı. Gün boyu yönettiği kuvvetlerle düşmanı durdurup kıyıya sürdü.İşte o kurtarıcı müdahalenin gerçek öyküsü...25 NİSAN 1915DÜŞMAN ÇIKARMALARI18 Mart 1915'te Çanakkale Boğaz Harekâtı'nda yenilip geri çekilen İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı'nı açabilmek için bu sefer Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yapmaya karar verdiler. Gelibolu Yarımadası'nda asıl çıkarmayı güneyde Seddülbahir'e, tali (yan) çıkarmaları ise kuzeyde Kabatepe'ye, Arıburnu'na yapacaklardı. Ayrıca Kumkale, Beşige ve Bolayır'a da aldatma ve oyalama amacıyla asker çıkaracaklardı.25 Nisan 1915 sabahı Arıburnu'na yapılan Anzak çıkarmasının amacı Seddülbahir'deki ana çıkarmanın başarılı olmasını sağlamaktı. Çıkarma sabah saat 04.30 civarında başladı. Düşman planına göre ilk aşamada kıyıya üç parça halinde 1.500, 1.500 ve 1.000 kişi olmak üzere toplamda 4.000 kişilik bir kuvvet çıkarılacaktı. Daha sonra bu kuvvetin miktarı 20.000 kişiyi bulacaktı.Arıburnu Çıkarması ve İlk DirenişTürk savunma planına göre Ece Limanından Morto Limanına kadar bütün Maydos bölgesi Albay Halil Sami Bey komutasındaki 9. Tümen'in sorumluluğundaydı. Bu bölgeye bağlı Arıburnu-Kabatepe civarını savunmak 9. Tümen'e bağlı Yarbay Şefik (Aker) komutasındaki 27. Alay'ın göreviydi.25 Nisan 1915 sabahı saat 04.30'da Arıburnu'na yapılan ilk Anzak çıkarmasında düşmanı 27. Alay 2. Tabur (Binbaşı İsmet Bey komutasında), 8. Bölükten (Yüzbaşı Faik Efendi komutasında), 2. Takım (Asteğmen Muharrem komutasında) karşıladı. İlk aşamada 1.500 kişilik düşman kuvvetinin karşısında yaklaşık 80-100 kişilik Türk kuvveti vardı. Saat 05.30 civarında Arıburnu'na çıkan 4.000 kişilik düşman kuvvetinin karşısında ancak 320 kişilik Türk kuvveti toplandı. Ancak üstün durumdaki Anzak kuvvetleri, saat 06.00 civarında Balıkçı Damları, Hain Tepe ve Kılıç Bayırı'nı kontrol etmeyi başardı.9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami, -biraz gecikmeli olarak- saat 05.45'te 27. Alay'a, düşman üzerine hareket emri verdi. Yarbay Şefik Bey komutasındaki 27. Alay, saat 05.50'de makineli tüfek bölüğü ve dağ bataryasıyla düşman üzerine harekete geçti. Saat 07.00 civarında savaş bölgesine ulaşan 27. Alay, saat 09.00 civarında taarruza başladı. Saat 10.00 civarında savaş alanındaki düşman birliklerinin sayısı 10.000'i Türk birliklerinin sayısı da 3.000'i geçti. 27. Alay, iki taburla düşmanı çevreleyip geniş cephe taarruzu yaptı. 27. Alay'ın Kanlısırt'a yönelik taarruzu düşmana önemli kayıplar verdirmişse de düşmanı bölgeden söküp atacak güçte değildi. Ayrıca bölgenin stratejik tepelerinden Conkbayırı ve Kocaçimentepe de düşman ilerleyişine açıktı.İşin tuhafı, asıl çıkarmanın Saros-Bolayır civarına yapılacağını düşünen 5. Ordu Komutanı Liman von Sanders Paşa, Arıburnu'ndaki birlikleri zamanında takviye etmeyerek o bölgedeki aldatıcı çıkarmada oyalanıyordu. Kendisine ulaşmak da mümkün olmuyordu. Bu nedenle 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa kalktı 5. Ordu Komutanının yanına gitti. Bu durum ordunun komutasında ciddi sorunlara yol açtı. Ayrıca Liman von Sanders Paşa'nın "kıyılarda az birlik bulundurma" planı kapsamında kıyıdaki Türk birlikleri, Arıburnu'na çıkan kalabalık düşman karşısında hep azınlıkta kaldı. Bu nedenle karaya çıkan düşmanı çıktığı gibi denize dökmek mümkün olmadı ve düşman karaya tutunup ilerleyebildi.25 Nisan 1915 sabahı Arıburnu'na yapılan Anzak çıkarmasına karşı bölgeyi savunmakla görevli 27.Alay başarıyla direndi. Ancak 27. Alay'ın kalabalık düşman karşısında tek başına daha fazla tutunması çok zordu; mutlaka başka birliklerle desteklenmesi gerekiyordu. Aksi halde hâkim tepelerin düşmesi ve savaşın kaybedilmesi söz konusuydu.Hiç zaman kaybetmeden bir şeyler yapılmalıydı.Mustafa Kemal'in Kurtarıcı Müdahalesi25 Nisan 1915 sabahı Arıburnu'na Anzak çıkarması yapıldığında 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Liman von Sanders komutasındaki 5. Ordu'nun genel ihtiyatı (yedek kuvveti) durumundaydı. 57. 72.ve 77 Alaylardan oluşan 19. Tümenin karargâhı Bigalı bölgesindeydi. 19.Tümen, 5. Ordu'nun emri doğrultusunda 3. Kolordu'dan emir alarak hareket edebilecek konumdaydı.25 Nisan sabahı saat 05.30: 25 Nisan 1915 sabahı 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Anzak çıkarmasıyla ilgili ilk bilgileri Maltepe'deki 77. Alay'dan, bu konudaki ilk raporu da sabah saat 05.30'da 9. Tümen'den aldı. Bunun üzerine Mustafa Kemal, bir taraftan 19. Tümen'inin hazırlıklarını tamamlarken diğer taraftan olup bitenleri daha iyi anlamak için bir süvari birliğini Kocaçimen üzerinden sahili gözetlemekle görevlendirdi. Gelen bilgiler durumun tehlikeli bir hal aldığını gösteriyordu. Arıburnu'na çıkan düşmanı Conkbayırı'na yönelmeden durdurmak gerektiğini anladı. Biran önce harekete geçmek istiyordu. Hemen bağlı olduğu 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa'ya telefonla ulaştı. Ancak Esat Paşa, henüz kendisine ordu komutanından bir yazılı emir gelmediğini söyledi.Bu sırada 27. Alay Komutanı Yarbay Şefik Bey, 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey'e ulaşarak ordunun ihtiyat birliği olan Yarbay Mustafa Kemal'in komutasındaki 19. Tümen'in yardıma gönderilmesini istedi. Kısa süre sonra 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, (06.30'da yazdığı raporla) Mustafa Kemal'in, bir taburla bölgeye yardıma gitmesi istedi. Ancak Mustafa Kemal, bir taburun yetmeyeceğini anladı. İnisiyatif kullandı. Bir taburla değil, bir alayla bölgeye gitmeye karar verdi. Binbaşı Hüseyin Avni Bey komutasındaki 57. Alay'ın tamamını, bir dağ obüs bataryasını ve bir sıhhiye taburunu yanına alıp yola çıktı.25 Nisan sabahı, saat 07.39: 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, her dakikanın öneminin farkındaydı, üst kademelerden (5. Ordu ve 3. Kolordu'dan) emir beklemeden, sabah saat 07.39'da 57. Alay'la Bigalı'dan yola çıktı. Mustafa Kemal ve maiyeti atlı olarak 57. Alay'ın önünde Bigalı Deresi'ni izleyerek Kocaçimentepe'ye doğru ilerledi. Fundalıklarla dolu sarp yollardan geçerek yorucu bir yürüyüşten sonra Kocaçimentepe'ye yaklaştı. Yorulan askerlerini 10 dakika dinlenmeleri için geride bırakıp yanında yaveri, emir subayı, başhekim ve topçu taburu komutanıyla Kocaçimentepe'ye çıktı. Buradan Arıburnu savaş alanını iyi göremeyince bu sefer yaya olarak Conkbayırı'na geçti. (Saat 09.40).25 Nisan sabahı, saat 09.40: Mustafa Kemal, 261 Rakımlı Tepede, yaklaşık 5 saattir Balıkçı Damaları'nda düşmanla çarpışıp geri çekilen 27. Alay askerleriyle karşılaştı.Mustafa Kemal, "Arıburnu Raporu"nda ve Ruşen Eşref'e verdiği mülakatta o karşılaşmayı şöyle anlatıyor:-Niçin kaçıyorsunuz-Efendim, düşman!-Nerede-İşte! -Elleriyle 261 Rakımlı Tepeyi gösterdiler.-Gerçekten, düşmanın bir avcı hattı 261 Rakımlı Tepeye yaklaşmış, rahat bir şekilde ileri doğru yürüyordu. Vaziyeti düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmışım, efrat istirahat etsin diye... Düşman da bu tepeye gelmiş... Düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Düşman bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek... O zaman bir mantıkla mıdır, yoksa bir içgüdü ile midir, bilmiyorum; kaçan erlere:-Düşmandan kaçılmaz!-Cephanemiz kalmadı.-Cephaneniz yoksa süngünüz var!"Bağırarak onlara süngü taktırdım ve yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı'na ilerlemekte olan piyade alayı ve cebel bataryasının yetişebilen efradının marş marşla bulunduğum yere gelmeleri için emir subayımı geriye gönderdim. Efrat süngü takıp yere yatınca düşman da yere yattı. Kolun başında bulunan bir bölük yetişti. Cephanesiz askerleri takviye ederek düşmana ateş açmalarını emrettim." Mustafa Kemal, daha sonra bu olaydan bahsederken "savaşı kazandığımız an, bu andır" diyecekti.Mustafa Kemal, bu olaydan kısa bir süre sonra 57. Alay'a, "Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum" emrini verdi.57. Alay'ın öncü bölüğü saat 10.00'da 57. Alay ise 11.00