Nahil üzerine

Düğün alayları ve nahil geçitleri gibi şehir şenliklerinden mahrum kaldık. Gerek ülkemizin gerekse İstanbul'un geçmişinde, gelecek oluşturmak için kullanabileceğimiz çok sayıda özgün birikim bulunmaktadır. Biraz akıl, biraz merak ve yoğun araştırma bu şehri ve ülkemizi dünya üzerinde farklı bir yere taşımaya destek olacaktır. "Nahil" kelimesi, Arapça "Hurma ağacı" anlamına gelmekte olup halk arasında çoğunlukla "nakil" olarak da telaffuz edil mektedir. "Nahil", bizim kültürümüzde; balmumundan yapılarak düğün törenlerinde gelinin yahut sünnet çocuğunun önünde gezdirilen insan ve hayvan resimleriyle, meyve, çiçek ve kıymetli taşlarla, sırma, kılaptan gibi parlak teller ve yaldızlı kâğıtlarla süslü yapma ağaca verilen isimdir. Bazı nahillerde kıymetli taşların yanı sıra şekerden yapılmış meyve ve çiçekler de bulunmakta olup gösteri sonrası bu şekerlemeler seyirciler tarafından yenilmek üzere toplanırmış.Doğanın uyanışıHer ne kadar "Nahil" sözcüğü Arapça olsa da nahil geleneği eski Anadolu kültürünün bir yansımasıdır. Özdemir Nutku; Frigler döneminde Afyonkarahisar ve Konya dolaylarında yılın belirli günlerinde, daha çok ilkbahar aylarında yapılan törenlerde erkeklik gücünü (doğanın uyanması) simgeleyen "Phallus" benzeri nahiller taşındığının bilindiğini, bu simgelerin bazen bir çelenk biçiminde bazen de çam dalı görünümünde olduğunu söylemektedir. Benzer simgelere Hitit kabartmalarında da rastlanmaktadır. Nahil alayları Hammer'in de ilgisini çekmiştir. Hammer'e göre nahil alayları, antik dönemlerin izini taşıyan bir gösteri türüdür. Bir diğer yoruma göre, nahilin büyüklüğü damadın erkeklik gücünü, nahil dallarına asılan meyveler de kadının doğurganlığını simgelemektedir.Balmumundan ağaç benzeri süsler yapan bu ustalara "Nahlbend" denilmektedir. Evliya Çelebi nahil ustalarını, "Esnâf-nahilciyân-ı sûr-hümayun" ismiyle belirtir. Evliya Çelebi'ye göre sayıları beş olan bu kişilerin dördünün dükkânı bulunmaktadır. Nahilci esnafının yani nahlbendlerin pirleri "Meyser-i Ezherî"dir.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6774976;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6774976;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsinan-genimnahil-uzerine-6774976' });Ekonomik gücüne göreGelin veya sünnet alaylarının önünde ve yanlarında taşınan nahiller düğünü yapanın ekonomik gücüne göre çeşitli büyüklüklerde hazırlanır. Bazılarının boyu dokuz ile on iki metre, küçüklerin boyu ise iki ile dört metre arasındadır. Bazı anlatılara göre boyları yirmi beş metreye kadar yükselen nahiller de görülmüştür. Evliya Çelebi, her biri Süleymaniye Camii minaresine benzer şekilde balmumumdan yapılmış, renk renk kâfûrîler ve tellerle süslenmiş, parlatılmış ve ışıklar saçan nahillerden de söz eder. Bu tür nahillerin her birinin iki yüzer köle tarafından taşındığını anlatır.Büyük nahillerin zaman zaman dar sokaklardan geçemediği, bu nedenle padişah veya saraya mensup kişilerce yapılan nahil alaylarının geçişine engel olan, sokağa taşkın evlerin ve cumbaların yıktırılması, bu gibi yapılara çeki düzen verilmesi hakkında çok sayıda ferman bulunmaktadır. Örneğin 1612 yılında Sultan I. Ahmed'in çifte düğün şenliğinde otuz kadar evin yıktırıldığı bilinmektedir.Değerli taştan nahilNahillerin gümüşten ve değerli taşlardan yapılanları da bulunmaktadır. Kanûnî Sultan Süleyman'ın (1502-1566) kız kardeşi Hatice Sultan ile Makbul İbrahim Paşa'nın düğün alayı nedeniyle 1524 yılında düzenlenen şenlikteki nahillerden birinin 60 bin diğerinin ise 40 bin parçadan oluştuğu söylenir. Bu nahiller değerli taşlarla yapılmış kuşlarla süslü bir sanat eseri olup sadece birinin 40 bin ile 50 bin altın duka olduğu kayıtlıdır. Bu tür devasa nahillerin tepesinde büyükçe bir de mum yanmaktadır.Nahiller çoğu kez servi ağacı formunda yapılırmış. Daha eski dönemlerde hurma ağacı şeklinde olup dallarına mum, kuş ve çiçek figürlerinin takıldığı da olurmuş. Alt bölümleri dört ile altı metre çapında olan büyük nahilleri taşımak için birbirine paralel uzanan ahşap taşıma düzeni