Kutadgu Bilig

Genellikle enderzname, pendname gibi geçmişleri Hint ve Fars edebiyatına dayanan öğüt kitaplarında en dikkat çekici ve üzerinde önemle durulan husus adalettir. Benzer türde bir kitap olan "Kutadgu Bilig" Türklerin İslâm dinini kabulünden sonra yazılmış ilk eserlerinden biridir. Uygur alfabesi ve Uygur Türkçesiyle mesnevi tarzında yazılan bu eser, dönemin yaşayışını, değerlerini ve büyük oranda İslâm öncesi Türk kültürünün ayrıntılarını yansıttığı için de önemlidir.Kutadgu Bilig'in yazarı Yusuf Has Hacib, XI. yüzyılda Karahanlılar döneminde yaşamış ve eserini 1070 yılında Karahanlı hükümdarı Ulu Buğra Han'a sunmuş, bu yoğun çalışması dolayısıyla kendisine "Has Hacip"lik unvanı verilmiştir. Kutadgu Bilig, Uygur Türkçesinde "Mutluluk Veren Bilgi" biçiminde açıklanmakta olup her iki dünyada da mutlu olmak için gereken yolu göstermek amacıyla kaleme alınmıştır. Orhun Yazıtları, Divan-ı Lügati't Türk ve Kutadgu Bilig bizim erken dönem kültürümüzü yansıtan en önemli eserlerdir.Dört karakterKutadgu Bilig'in üç nüshası günümüze erişir. 1439 yılında Herat'ta Uygur harfleriyle yazılmış olan, bir şekilde İstanbul'a ulaşan nüshası, Jospeh von Hammer tarafından satın alınarak Viyana Ulusal Kütüphanesi'ne verilmiştir. Arap harfleriyle yazılan diğeri 1896 yılında Kahire'de Hidiv Kütüphanesi'nde, muhtemelen XII. yüzyılda Arap harfleriyle yazılmış üçüncü nüsha ise Zeki Velidi Togan tarafından Fergana'da bulunmuştur. Bugün Taşkent'te bulunan bu son kopya elimizde olan nüshaların en önemlisidir.Kutadgu Bilig'de yer alan dört karakter üzerinden dört kavram anlatılmaktadır. Kün-Toğdı ilig (Gündoğdu, hakan), doğru töre, doğru yasa ve adaleti; Ay-Toldı (Dolunay, vezir), mutluluğu, talihi, devleti; Ögdülmiş (Övülmüş, vezirin oğlu) aklı; Odgurmuş (vezirin akrabası) akıbeti, yaşamın sonunu simgeler. Bu dört kişi arasında geçen konuşmalarda, kişi ve toplum hayatının düzenlenmesi, devlet yönetiminin idaresi için gerekli bilgi ve erdemlerin neler olduğu ve bunların nasıl elde edilip kullanılabileceği anlatılmaktadır. Yusuf Has Hacib bu eseri ile ideal devlet ve toplum yapısının nasıl olması gerektiğini belirtmeye çalışmıştır.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6767356;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6767356;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsinan-genimkutadgu-bilig-6767356' });Nazım tarzında hazırlanan eser seksen beş bölüm, altı bin altı yüz kırk beş beyitten oluşmaktadır. Kitabın altıncı bölümü "İnsanoğlunun değerinin akıl ve bilgiden geldiğini söyler" deki iki beyit; "Tanrı kime akıl, bilgi verirse, onun eli uzanır birçok iyiliğe. Bilgiyi büyük bil, anlayışı ulu, bu ikisi yüceltir seçkin kulu" (s. 33). Elbette akıl tanrı vergisidir, ama onu öğrenmek, merak etmek ve öğrendiklerini değerlendirerek, kendini eğitmek insanın kendi elindedir. Tanrı vergisi yeteneklerimizi ve sonradan edindiğimiz alışkanlıkları toplumun iyiliği ve mutluluğu için kullanmak ve hep birlikte mutlu bir dünyada yaşamak bizim çalışmamız sonucu ortaya çıkar. Yeter ki aldığı gerek uhrevi gerekse dünyevi eğitim kişiye "ben" değil "biz" demeyi öğretmiş olsun.Bilgi ve Akılİnsanlık var oluşundan bu yana bilgi sahibi olmak, sahip olduğu bilgiyi çoğaltmak ve onu akıllıca kullanmak suretiyle varlığını devam ettirmiştir. Bilgi aynı zamanda aklın gelişimini sağlar. Yeni düşünceler ve bu düşünceler sonucu ortaya çıkan buluşlar taş devrinden günümüze insanlığın aldığı yolu göstermektedir. Bilgi sahibi olmak için merak etmek, çalışmak, araştırmak ve olayları akılcı bir şekilde değerlendirmek gerekir. Zaman zaman görmezden gelinse de bilgi sahibi olan ve sahip olduğu bilgiyi insanlığın gelişimi için kullanan insanlar yaşamlarının üzerinden binlerce yıl geçse de unutulmayan ve övgüyle anılan kişiler olmuşlardır."İyilik etmenin övgüsünü ve yararlarını söyler" isimli dokuzuncu bölümünde ise Yusuf Has Hacib, yine bilgiye değinir ve bilginin, bilgi sahibi olmanın önemini vurucu bir şekilde açıklar. "Bilgi dünyada her şeyden üstündür. Bilgisiz denirse insana sövgüdür. Bilgisiz eğer yer bulursa baş köşe de. Baş köşe eşik olur, eşik baş köşe" (s. 41). Yüz yıllardır, geçerliliğini koruyan bu tespit; ancak günümüz dahil bunca zamandır insanlık bu sözlere ne kadar uymuş, kim