Aklımızı kullanıp çalışırsak, ufkumuz açılır

Ernst E. Hirsch'in "Anılarım" isimli kitabındaki "Çalışan kazanır" bölümünü zaman zaman tekrar okurum. Anlaşılması gereken çalışanın kazanacağıdır. Hemen her şeyden şikâyet etmenin, bitmez tükenmez bir şekilde ağlamanın hiç kimseye faydası yok. Aklımızı kullanıp çalışırsak, ufkumuz açılır."Coşku, yetenekten daha önemlidir."İbranice "Ein Gedi", Arapça "En Gedi" olarak yazılan bu sözcük "Çocuğun pınarı" anlamına gelmekte olup günümüz İsraili'nde, "Bir vaha ve doğa koruma alanı" olarak tanınmaktadır. Son yıllarda ülkenin en popüler doğa alanlarından biri olan bu alana yılda bir milyonun üstünde ziyaretçinin geldiği tespit edilmiştir.Uzunca bir vadi boyunca oluşan Ein Gedi doğa alanındaki Mikveh Mağarası'nda, çanak çömlek öncesi Neolitik döneme ait, çakmaktaşı aletler ile bir ok ucu bulunmuştur. Kalkolitik (MÖ 4. bin yılın ortaları) döneme ait bir tapınak kalıntısı gün yüzüne çıkartılmış ve ziyarete açılmıştır. Ein Gedi'de Demir Çağı'na ait buluntulara da rastlanmış olup, bu çağ boyunca bazı yerleşim alanlarının kurulduğu ve daha sonraları terk edildiği anlaşılmıştır.Ein Gedi koruma alanıEin Gedi doğa koruma alanı, David Vadi'si, Arugot Vadi'si ve ziyaret için önceden rezervasyon yapılması gereken Ein Gedi Eski Eserler Milli Parkı olmak üzere üç bölüme ayrılmış. Vadi içindeki kaynak ve şelalelerin gezildiği, zaman zaman dağ keçileri ve inanması zor ama kaya yaban farelerinin izlendiği bu koruma alanının yıllık gişe gelirinin yüz milyon liradan aşağı olmadığı anlaşılıyor. (İnternetteki rezervasyon sitesine girince Musevi kökenliler ve İsrail vatandaşları dışındaki ziyaretçiler için 1.255 Şekel, 43 TL gibi bir ücret ödenmesi gerektiğini gördüm). Elbette, hemen herkesin alışveriş yaptığı satış mağazalarının gelirlerini gişe gelirinin dışında tutmak gerekiyor.Büyük botanik parkı2005 yılında Dünya Belediyeler Birliği'nin periyodik toplantılarından birinin Kudüs'te yapılması kararlaştırılmıştı, beni de bu toplantılara katılmam için davet ettiler. Toplantı sonrasında biri Akdeniz kıyısındaki Caesera, diğeri ise Lut Gölü çevresini kapsayan İsrail gezisi düzenlenmişti. 1 Ekim 2022 tarihli "Caeserea, Tiberias,Capernaum ve Masada Üzerine" adlı yazımda da belirttiğim gibi Caesera'yı daha önce gezmiştim ve bu ikinci ziyaretimdi, aradan geçen altı yıl içindeki gelişimini görmem açısından faydalı oldu. Lut Gölü çevresini de gezmiştim ama Ein Gedi'in farkına varmamış ve geziye dahil etmemiştik.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6870191;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6870191;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsinan-genimaklimizi-kullanip-calisirsak-ufkumuz-acilir-6870191' });Lut Gölü kıyısından yamaca doğru tırmanan dar bir yoldan ulaşılan Ein Gedi'ye gelince sanki çok iyi düzenlenmiş tropikal bir yerleşmeye girmiş gibi olduk. Dünyanın dört bir yanından gelen belediye başkanları ve belediye yöneticileri büyük bir şaşkınlık içinde, ağaçların gölgesinde dolaşıyor ve böylesi bir yerleşme alanı yaratan insanlara imreniyorduk. Üzerinde plaket olan bir "Baobab Ağacı" bizi hayretlere düşürdü. Yaklaşık yirmi-yirmi beş metre yüksekliğindeki ağacın altında 1980 yılında dikildiğini belirten bir açıklama bulunuyordu. Kibbutz alanının gerek yakın gerekse uzak çevresi tümüyle çorak, kayalık alanlardan oluşuyordu. Bakıldığı ve özen gösterildiğinde yirmi beş yıl içinde bir ağacın nasıl bu büyüklüğe eriştiğini gördük görmesine ama aramızdaki çoğu insan bunun altında yatan başarı duygusunu anlamakta güçlük çekti. Ein Gedi Kibbutzu'nda hayranlıkla gezdiğimiz uluslararası üne sahip büyük bir botanik parkı da bulunuyordu. Bu parkta dünyanın her yerinden getirilmiş 900'den fazla bitki türü olduğunu söylediler. Kibbutz aynı zamanda güneş ocakları, gri su gibi sürdürülebilir teknolojilerin eğitim merkezi olarak da hizmet vermekteydi. Altı üstü yüz dönümlük kayalık alan, elli yıl gibi kısa bir zaman zarfında sanki cennetten bir köşe hâline getirilmişti. Ağaçların altındaki gölgelik alanlara yapılan evlerde insanlar mutlu bir şekilde yaşıyor, çocuklar koşturuyorlardı.Hurma ağacı plantasyonlarıEin Gedi Kibbutz'u 1956 yılında kurulur, sözü edilen vahadan bir kilometre uzaklıkta olup yaklaşık 100 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Uluslararası üne sahip botanik bahçesinde, büyük ağaçların altına yapılmış iki katlı konutlardan oluşan Kibbutz'un gelir kaynağı hemen yakınında oluşturulan büyük hurma ağacı plantasyonlarıdır. Yıllar önce, Dubai'de Burç el-Arap Oteli'nin lobisinde büyük tepsiler üzerinde, o güne kadar yediğim en tatlı ve güzel hurmalardan sunmuşlardı. "Bu hurmalar çok güzel nereden alabilirim" diye sorduğumda, "Zor bulunur! Bunlar İsrail'de yetişiyor. Arap ülkeleri ile İsrail arasında ticari ilişki bulunmadığı için, onlar ürettikleri hurmaları Fas'a yollar, orada paketlenir biz alırız, çok pahalıdır!" cevabıyla karşılaşmıştım. Bu plantasyonlarda