Sena Şener'le konuştuk bu hafta. Sesinin pek çok isme benzetilmesini sordum. "Bu kadar farklı ve alakasız vokale aynı anda benzeyen birinin var olması, mümkün değil. Durum buysa belki de, benzeyen kişinin, gerçekten kendine has bir yorumu vardır. Bilmem anlatabildim mi" dediSena Şener... Dinlediğinizde mutlaka çekiyor sizi. Uçlarda bir ses. Bu haftayı kendisine ayırdık. Tam da yeni teklisi "Çok Geç Kaldın"ın çıktığı zaman diliminde. Havanın öyle kolay aydınlanmadığı tadında bir parça...İlk soruyu tam da yukarıdaki yorumdan hareketle sordum. "Sesim filtresiz ve olduğu gibi. Yani bir yorum oturtmaya çalışmadım hiçbir zaman. Sesim en çok sahnede şekillendi. O yüzden birileri sesimi seviyorsa da sesimden hoşlanmıyorsa da bu duyguları, doğal bir bütüne karşı duyuyorlar. Kendini bir aralığa, bir tarza sığdırmaya çalışan, vokal değilim" diye başlıyor söze.Sesini Norah Jones'a benzeten olmuş, "Björk" diyen olmuş, "CocoRosie" diyen de. Merak ediyorum Şener ne diyor bu ses benzeme işine. "Onur verici isimler kabul ediyorum" diyor ve ekliyor: "Bu kadar farklı ve alakasız vokale aynı anda benzeyen birinin var olması, mümkün değil. Durum buysa belki de, benzeyen kişinin, gerçekten kendine has bir yorumu vardır. Bilmem anlatabildim mi" Kendi müzik hikâyesinin tarifini net veriyor bu arada: "Şarkıları ile kendini ifade ederken müziği araç olarak kullanan bir anlatıcıyım."Karanlık, zamansız ve markasızSena Şener için "Ne yaşadı ki, bu sözleri yazdı" diye bir yorum dikkatimi çekmişti. Ona bu yorumu hatırlatınca "Şarkılarım kişisel duygularımı barındırıyor. Önemli olan, bu duyguların ne kadar çok insan tarafından benimseniyor ve zaten biliniyor olması" diye anlatıyor Şener. Sonra bir ipucu daha veriyor sözlerle ilgili ve "Kederli ifadeler için var olan dağarcık, mutluluğu ifade ederken kullanılanlardan çok daha büyüktür" diyor."Şarkı yazmak benim ağlama duvarım" yorumu ise koyduğu son nokta.Ne kadar çok konser versen fark etmez, o hissi hep duyarsın: Heyecan. Konser mekânına gidiş öncesi başlayan, oraya varınca iyice tavan yapan bir his. Bu kadar sene geçti, ben hâlâ öyle hissediyorum. Evdekiler "Koptun gittin yine" derler. "Aynı duyguları paylaşıyorum" diyor Sena Şener ve nedenini çok net tarif ediyor: "Yalnız ve kendi küçük çemberi içinde yaşamayı tercih eden biri olarak, o kadar fazla insanın beni görmeyi bekliyor olması, olağanüstü ve alışamadığım bir duygu." Gelelim kıyafetlere... Sena Şener'in kıyafetleri üzerine epey bir yorum yapılmış. "Karanlık, zamansız ve markasız görünmekten hoşlanıyorum" diyor. Mağazalarda istediği kıyafeti bulamayınca çözümü şöyle bulmuş: "Annemle kafa kafaya verdik ve kıyafet olayını kendimiz çözmekte karar kıldık. Annem tarzımı çok iyi anlıyor. Bu zamana kadar birkaçı hariç, tüm klip ve konser kıyafetlerimi annem tasarladı; bazen kendi dikti, bazen toparladı ve bana uyarladı."var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6676637;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6676637;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: