Şems Efendi, meğerse son hasadını biçmekteymiş...

"Konya'ya götürürsünüz beni...' demiş. Onu aşkın başkenti Konya'ya, Mevlana hazretlerinin, Şems pirin, Eva Hanımın diyarına taşıyacaklarmış... Allah rahmet eylesin, sufi yazar Şems Friedlander, rahmet-i Rahman'a kavuştu. Sözleri, üzerinden rüzgarlar estikçe sanki denizmiş gibi dalgalanan bereketli bir buğday tarlasını andırırdı: "Dünya bize, "dinlemiyorsunuz' diyor. Rüzgarı, kalplerimizi, denizi, öğretmenlerimizi, bizden önce gelenleri, dinlemiyoruz... Oysa duymak-işitmek, Kur'an'da 200'den fazla kez geçiyor ve ne zaman görmekle birlikte anılsa, duymak görmekten önce geliyor'... Bir Allah dostu daha dünya müşkülatını tamamlayarak huzura doğru yola çıkarken, bizim payımıza biraz daha yalnızlık, biraz daha uzaklık, kupkuru bir soğukluk, neşesiz bir tekno-dünya, rekabetli, gürültülü, zift kokulu bir kamusal hayat kalıyor. Geceler gündüzler birbiri ardına hızla kayıp geçerken, içimizdeki hüzün özlediği cennet bahçesine bir türlü yönelemiyor, çünkü o yolu da o yürüyüşü de bilmiyoruz... Bir bilen daha uçtu gitti aramızdan... Bir İstanbul sufisi, Şems Friedlander, alem-i cemale göç eyledi, bir yıldız göklere karıştı... Allah'ın rahmet ve mağfireti ruhunu şad eylesin. Vefat haberi beni öylesine muazzep kıldı ki, garip bir üşümeyle, garip bir yersizlik yurtsuzluk hissiyle kalakaldım. Vaktin kıymetini bilmiyoruz, şehrin kıymetini bilmiyoruz, şehrin güzel sakinlerine hiç kulak vermeden geçiriyoruz günlerimizi... Ve onlar zamanı geldiğinde uçup göklere karışıyorlar. "Hayatım arayışlarla geçti' diyordu Şems Efendi... Gençliğinde New York'a gelen bir grup Mevlevi dervişin zikir ayiniyle değişmiş hayatı. Onların o sufi dönüşleri, zikir ritimleri, adeta ruhunu cezbetmiş, hemen sufi grubu, evine davet etmiş, 10 gün boyunca ayrılamamış onlardan, sabahlara kadar sohbet etmişler... Sonra Mevleviler onu Konya'ya davet etmişler. "Mevlana Celaleddin Rumi'nin tarihi kişiliği, tarih içindeki değeri gibi konular değil, sözünün anlamı önemliydi benim için...' diyor Şems Baba. Ardından "bişnev, dinle, işit, ruhunu aç' komutuyla başlayan büyük dönüş... "Şems ile Mevlana arasındaki aşk, maddi bir aşk değildi, dışsal bilgiyi irfana dönüştüren bir simya gibiydi', diyor, "onlar usta ile mürid değil, iki güzel sohbet şeyhiydi, manevi sohbetleri, onlar Allah katına aşkla yakınlaştırdı, sohbetlerinden Hz. Muhammed'in (s) rayihası tüterdi'' diye anlatıyor Şems Efendi... 60'ların ikinci yarısından itibaren, İstanbul ve Konya arasında adeta mekik dokumuş, arayış çalışmaları dediği işler ortaya çıkmış, son Mevleviler ile görüşmüş, sufi mekânları, dergâhları dolaşmış, fotoğraflar çekmiş, bunları "The whirling dervishes' isimli kitabında toplamış 1975'te. "An'ın sanatı' dediği fotoğrafçılığın yanı sıra, grafik tasarımcısı, görsel sanatlar hocası, film yapımcısı, ressam ve şair. "Kış Hasadı' adlı kitabı Türkiye'de de çok okunmuş, rağbet görmüş bir eseriydi. Hayatının dönüm noktalarının kış