Korku çağı

Son aylarda yaşanan şiddetli ekonomik krizler, salgınlar, felaketler, doğanın tahribatı ve bize verdiği tepkiler derken korkulu günlerimizin sayısının git gide artıyor. Geleceği yeniden inşa etmek, güzel bir tarih yazmak elimizde ama fark ediyorum ki hepimiz korkuyoruz! Eskiye nazaran hayatımızın her alanındaki her şeyden biraz daha korkar olduk.Araştırmacılar da benimle aynı fikirde; Batı dünyasında korkmak için eskiye göre daha az neden varken, modern savaşlar uzaklarda yaşanıyor işsizliğe, kazalara ve hastalıklara, salgınlara karşı önlem alınabiliyor ve yaşam süresi durmadan uzuyorken, tüm bunlara rağmen korkunun kolektif artışından söz ediyorlar. Hatta Alman psikolog Jürgen Margraf, bu gelişmeye "Korku Çağı" adını vermiş. Kastettiği de terör, ekonomik kriz ve istikrarsız ilişkilerden doğan kronik huzursuzluk şeklinde hissedilen korku türü.Ve öğreniyorum ki sandığımın aksine korkaklık iyi bir şeymiş. Büyük başarılar sadece korkusuz insanların tekelinde değilmiş. Çocukluğunda korkak olanlar yetişkinlik döneminde pekala umulmadık başarılar da gösterebiliyormuş.Mesela ünlü yönetmen Steven Spielberg çocukluğunda neredeyse her şeyden korkan bir çocukmuş. Bugün dünyanın en zengin insanlarından biri olan Bill Gates ise on iki yaşında psikolojik destek almasına rağmen, her zaman utangaç ve korunmaya muhtaç bir kişilik sergilemiş. Modern evrim kuramının kurucusu Charles Darwin'in de onlardan geri kalır yanı yokmuş. Darwin, yılanlardan, kalabalıklardan, gezilerden, yalnız kalmaktan ve kutlamalardan korkuyormuş. Ne var ki bu üç çocuğun korkaklığı daha sonraki yaşamlarında olağanüstü işler başarmalarına engel olmamış.Amerikalı gelişim psikoloğu Jerome Kagan de yaradılışın dış etkenler ve deneyimlerle ne şekilde değiştiğini öğrenmek üzere yaptığı araştırmalarda ilerledikçe en etkileyici ve ilginç özelliğin korkaklık olduğunu görmüş. Bilim insanları artık bazı durumlardan korku duymanın, çok fazla etkileyici olmadığı sürece yaşamsal önem taşıdığı konusunda hemfikirler. Korku duyuları güçlendirerek, bedenin akıldan önce reaksiyon göstermesini sağlıyor. Ve bazı durumlarda bu milisaniyeler insanın yaşamını kurtarıyor. Evrim bilimcilerine göre eğer insanlık tamamen korkusuz olsaydı soyu çoktan tükenmiş olurdu. Alman korku araştırmacısı Borwin Bandelow de, korku hissetmeyenler kural olarak ruhsal bozukluğa sahip oluyor diyor.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6838231;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6838231;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsezin-sivrikorku-cagi-6838231' });Korkusuz psikopatların beynini inceleyen biyopsikolog Niels Birbaumer ise bu tür bozukluğa sahip insanların çocukluklarında diğer insanlarla iletişim kurmakta zorlandıkları,