Türkiye Yüzyılı için!

Bu başlık kuşkusuz tek başına bir "Kızılelma'dır".Siyasi polemikler, ifrat uçlar, bir birimize karşı ağıza alınmayan sözler; bir gün gündemin kenarında kalacak.Ama yaptığı tahribat, hafızamızda ve siyasi tarihin sayfalarında yerini alacak."Hangi siyasi görüşün, Türkiye'nin yeni yüzyılına ne gibi katkısı oldu" sorusuna, hangi kalem sahibi, hangi akademisyen, hangi sanatçı ve siyasetçinin; nasıl bir "pozisyon sergilediği", muhakkak gelecek nesiller tarafından "irdelenecektir".Pazar günü yapılacak seçim ve tüm seçim süreci de, ileride daha çok konuşulacak.Terör örgütlerinin "müdahil" olduğu, Suriyelilere yönelik "baskıcı dil"in hâkim olduğu bu dönem, ileride fazlasıyla eleştirilecek."Türkiye'nin yeni yüzyılı ve hedefleri, kısacası Kızılelma'sı nedir ve ne olacak" gibi konuları konuşmamız gerekirken, gündemimizi meşgul eden, irrite eden söylemlerin; halkın zihin dünyasına enjekte edilen acı dilin, mimarlarını da tarih not ediyor.28 Mayıs günü sadece bir seçim değil, bazıları "Alt tarafı bir seçimdir; savaş değil..." diyorlar ya; tam da onların söyleminin tersi durumdur bu seçim!Çünkü vereceğimiz karar ile önümüze engel olan durumları ya kaldıracak veya bu engeller ile atalete teslim olacağız.Tam bağımsız Türkiye ile Türkiye Yüzyılı inşasını istiyorsak, adresimiz bellidir: Erdoğan'a oy verecek ve başlanan Türkiye asrı sürecini sekteye uğratmadan; ilk istasyona vardıracağız.Sayın Kılıçdaroğlu ve çelişki dolu siyasi duruşu, bazıları için özgürlük (!) örneği olarak görülebilir. Erdoğan'a yönelik ağza alınmayan hakaretler ile hatta siyasi tarihe bu denli girecek örnekte (!) teşkil ediyor.Ama geleceği düşünmeden