Putin'in direnişi, Filistin'e yapılan zulüm, Erdoğan'ın başkaldırışı ve çok kutuplu dünya!

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın içeriği, gerekçesi ve sonuçları üzerinden zaman geçtikçe, daha somut yorumlara kapı açıyor.

İsrail'in Filistin'e yaptığı soykırım ile birlikte ise, Ukrayna temalı tüm analizlere yeniden bakılması gerektiği de ortaya çıktı.

İsrail ile Ukrayna bağı, Zelenskyi ile Netanyahu kıyaslaması yapmayacağım.

Zaten süreç, küresel sistemin çöktüğünü açık bir şekilde gösteriyor.

Dünya ikilem ortasında ve ne tarafa gideceğine karar vermek zorundadır!

İsrail'in politikaları eğer buna politika demek mümkünse "Güçlünün hukuku" anlayışını, yeni siyasi retoriğe getirmiş oldu.

Rusya, küresel dayatmaya kendi milli çıkarları üzerinden cevap verirken, aslında yeni dünya düzeni için bir zemin oluşturmaktadır.

Putin tüm dayatmalara direniyor.

Tabi kendi halkları ve devleti için yapıyor bunu.

Ama yaptığı bu tepki, nihayetinde dünya için yeni dönemin devreye girmesine de yardım ediyor.

Çok kutuplu dünya, "En fazla İslam coğrafyası devletlerinin işine yarayacak..." yorumlarına katılmamak mümkün değil.

ABD, Çin rekabetinde; zayıf Rusya modeli arzusu, tam da küresel sistemin arzuladığı bir durumdur.

Bu arzunun gerçekleşmesi için küresel güç, Rusya aleyhtarı söylemlerin eyleme dönüşmesi için, Rusya'nın çevresindeki komşu ülkelerde toplumsal mühendislik mekanizmasını geliştirdiği de açıktan gözükmektedir.

"Durum böyle olunca, meselenin asıl gayesi nedir" sorusuna kafa yormak zorundayız.

Rusya'yı yorgun salmak, küresel sisteme direnen değil de tam tersi bu sisteme usluca entegre olan konuma sokmakla beklenen nedir

Gayet açıktır!

Çok kutuplu dünya, geri kalan tüm dünya ile küresel sistem arasını açmaktadır.

Diğer taraftan ise, böyle bir paradoks var karşımızda.

Israil'in vahşiliğine sessiz kalan küresel sistem, hatta yardım eden küresel aktörler, kendi elleri ile kurdukları düzeni yok ediyorlar...

Peki bu durumda, bu kanlı süreç bittikten sonra dünya sistemi nasıl yönetilecek

ABD merkezli küresel aktörlerin sözünün kıymeti olacak mı