Darbecileri kim büyüttü

Darbe sicili kabarık bir ülke olduğumuza ilişkin yazıların medyada yer alacağı günlere girmiştik ki ABD'den itiraf geldi. John Bolton, bir süre ulusal güvenlik danışmanlığını da yaptığı Trump'ın darbeci olmadığını savunmak için, "Burada değil ama başka ülkelerde darbe planlarına yardımcı olmuş biri olarak söyleyeyim, bu çok uğraş gerektiren bir iş. Trump'ın yaptığı bu değildi, o bir fikirden diğerine atlıyordu" dedi. Bizim gibi ülkelerde gerçekleşen darbelerin dış ayağı konusunda gayet net ve açıklayıcı bir gelişme oldu.Biz bir farklı boyutuna, iç dinamiklerine değinmek istiyoruz. Özellikle son 15 Temmuz darbe girişiminin iç dinamiklerine... Şuradan başlayabiliriz: Geçtiğimiz yüzyılda toplumsal yarılmanın altyapısını çalışan "sosyal bilimciler" var. Bunların uygulamalarını İran'da Musaddık hükümetinin devrilmesi olayında görebilirsiniz. Türkiye'deki darbeler bir yana eski Sovyet coğrafyasındaki "renkli devrimler", "Arap baharı" tüm bu çalışmaların ve kışkırtmaların ürünüydü. Mısır'daki ayaklanma için "yurttaş gazeteciliği" diye bir kavram bile üretildi. İçerde insanların aidiyetleri üzerinden "başarılı yönlendirmeler" yapıldı.Türkiye'de bu yönlendirmeler kapsamında, özellikle 12 Eylül darbesinin ardından ülkemizdeki büyük Müslüman çoğunluğa, "Müslümanlıkları yeniden keşfettirildi." Cemaatlerin kapalı toplantılarında yapılan "Ordu, dinimizi yaşamamıza izin vermiyor" propagandası bir süre sonra sokağa indi. "Kâfir ordu" söylemlerinin, AKP iktidarından sonra, "Kâfir ordu, gününü gördü" şekline dönüştüğüne herkes tanıklık etti. Yarılma başarılmıştı. Bu söylemin siyasi temsilcileri, yani AKP'li bakanlar Yüksek Askeri Şûra'da ihraçlara şerh koymaya başladı. FETÖ, bu verimli ortamda saklandı, sızdı, örgütlendi, büyüdü. Militanlarını korgeneral düzeyine yükseltmişti ki darbe girişimi yaşandı. Darbe