20. dakika

Futbolla arada sırada ilgilenen biri bile uzunca süredir bu maçı bekliyordu. Sivas'ta Fenerbahçe kazanınca ülkenin yarısından fazlası seçimi, siyaseti bırakıp Dolmabahçe'deki derbiye odaklandı. Türkiye'nin en iyi forvetleri ve en iyi kalecileri ve hatta (bence) orta sahaları karşı karşıya geldi dün akşam. On birlerde sürpriz yoktu. Maç başladığında senaryo da beklendiği gibiydi. Buruk, Beşiktaş'ın beklenen baskısını savuşturup Rashica ve İcardi bağlantısıyla öne geçerken Beşiktaş savunması ve Mert çok çaresizdi. Gol pozisyonu bulmakta zorlansa da Galatasaray açısından işler yolunda görünüyordu. Beşiktaş'ın gol senaryolarıysa tıkanmış gibiydi, ta ki kornere kadar. Nitekim; gol Saiss'le geldi. Kısa boylu Galatasaray karşısında Beşiktaş'ın boy avantajı etkili olmuştu. Gol Beşiktaş'a sadece beraberliği değil özgüvenle birlikte oyun üstünlüğünü de getirdi. Toreira'nın dişinin kırıldığı söylenen bir pozisyon var, o pozisyonda VAR devreye girse Saiss için kırmızı gündeme gelebilirdi. İkinci yarıyla birlikte gözler artık Güneş ve Buruk'un hamlelerindeydi. 2. yarının başında Aboubakar ve Cenk ile gole yakın oynayan Güneş'in takımıydı. Galatasaray baskı yediği dakikalarda yine klasik golünü yedi. Muslera'nın bu seferki suç ortağı Oliveira'ydı. Bu gol olmasa da Beşiktaş her an öne geçeceği golü atabilecek gibiydi