Yemedik yedirdik

İnsanların sahiplendiği köpekleri ailelerinden birisi olarak gördüklerinin en önemli kanıtlarından birisi olarak görebileceğimiz bir araştırma var karşımızda.Britanya merkezli köpek yardım vakfı, Kennel Club Charitable Trust'ın anketine göre köpek sahiplerinin yüzde 58'i geçmişte köpekleri için kişisel fedakârlıklarda bulunmuş. Yüzde 38'iyse hayat pahalılığı krizinin köpeklerini etkilememesi için hayatlarında belirli değişiklikler yaptıklarını söylemişler. Yani bu kitle bir anlamda yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiş. Ankete katılan köpek sahipleri, köpek maması alabilmek için yemeksiz kalabilmeyi, köpeklerinin ısınması için daha yüksek faturalar ödemeyi göze aldıklarını belirtiyor.Ankete katılanların yüzde 69'u, köpek sahibi olmaları sayesinde çocuklarının hayat pahalılığı kriziyle zihinsel olarak daha kolay başa çıktıklarını ifade ediyor. İnsanların, köpeklerin karşılıksız sevgisine cevap verebilmek için dünyanın bir yerlerinde çaba harcıyor olması çok güzel.Haberin DevamıSöz konusu köpekler olunca maalesef merhamet bu topraklara uğramıyor. Tarihimizde çok sayıda örnek var. Bir tanesini hatırlatayım. Bu geçmişten ders alalım ne olur. 1910 yılında Fransız karikatürist Sem, İstanbul'a gelir, sokaklarda hiç köpek olmadığını fark edince sorup soruşturur ve "iyi bir önlem" neticesinde bir alanda toplandıkları bilgisini edinir. Ama şüphe duyar ve olayın peşine düşer. 12 Temmuz 1910'da Hayırsız Ada'ya yol alan tekneden gördüklerine dair yazdıklarının bir kısmı şöyledir: "Kalabalık bir grup kumsalda itişip kakışıyordu, suya erişmek için birbirlerinin üstüne biniyor, güneşten kavrulmuş, ateşler içindeki uzuvlarını serinletmek için suya erişmeye çalışıyorlardı. Çoğu denizde çırpınarak yüzüyor, su üzerinde dört bir yana dağılmış leşlerden parça kapmaya çalışıyordu (...) Uzaklarda adaya doğru yol alan küçük bir vapur gördük. Arkasında, üzerleri kafeslerle dolu iki romörk çekiyordu. İstanbul'dan bu aç köpeklere 'taze köpek' götürüyordu besbelli."Haberin DevamıBöyle bir manzaraya Konya'da tanık olduk. Sosyal medya kanallarının elverdiği ölçüde ülkenin her yanından benzer şiddet olaylarını görüyoruz. "Biz ne zaman bu kadar kötü olduk" diye sormayacağım, soruyu değiştirmek istiyorum: Artık iyi insanlar olmanın zamanı gelmedi miHAYATIMIZDAN BİR MİNİK GEÇTİ Burası kişisel. 11 Kasım'da aile olarak hayatımıza dokunan, bir anlamda yaşamımızı değiştiren biricik kedimiz Minik'i yitirdik. 2013 yılında evimize gelişi, çoğu ailede rastlanan şekilde çocukların "Kedi istiyoruz", anne-babaların "Olmaz" tartışmaları sonucunda çocukların emrivakisiyle sonuçlanmıştı. Öncesinde de hayvansever bir aile olsak da sahiplendiğimiz Minik'in gelişi o günden sonra çekirdek aileden