Uzun yaşamın sırrı mucize molekül NAD'da gizli

Tarihe bakarsanız birçok uygarlık ölümsüzlük iksirini bulmaya çalışmıştır. Günümüzde ise bilim insanları ölümsüzlüğün sırrını bulmak için çalışmalarını sürdürüyor. İnsanlarda bazı hücrelerin, laboratuvar koşullarında 150 yıldan fazla yaşayabildiği bilim insanlarınca ispat edildi. Yani gerekli şartlar hazırlanırsa uzun yıllar yaşamak mümkün. Hücre yapısı korunduğu takdirde kanser, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklar engellenebilir Geçen haftaki yazımda vücudumuzun kendi maddesi olan NAD yani 'Nikotinamid Adenin Dinükleotit' denilen mucize molekülün bizi hastalıklara karşı nasıl koruduğunu anlatmıştım. Sağlıklı bir vücudun sırlarını vermiştim. Bu haftaki yazımda ise sizlere, mucize molekül NAD'ın nasıl uzun yaşamı desteklediğini açıklayacağım. NAD, hücrenin enerji üreten elamanı olan mitokondri üzerinde çalışır ve vücut yaşlandıkça kısalan, kromozomların uçlarında bulunan, koruyucu kapaklar olan telomerlerin uzunluğunu artırır. Böylece hücre yaşlanması gecikir, vücudumuzun en küçük yapı taşı olan hücre tamir olur. KALİTELİ YAŞLANMAK ÖNEMLİ Yaşlanma ve ölüm, kaçınılmaz bir gerçektir. Belki de yaşlanmayı durdurma çabalarının nedeni ölümden korkmaktır. Tarihe bakarsanız birçok uygarlık ölümsüzlük iksirini bulmaya çalışmış; fakat hiçbiri yaşlanmaya ve ölüme engel olamamıştır. Kişinin kaç yıl yaşayacağına dair beklentiler, dünyadaki ülkelere göre değişiklik gösterir. Erkek ve kadında bu süre farklıdır. Günümüzde yaşam süresi artmıştır. Bunda yeni yaşam biçimlerinin, tıbbın ilerlemesinin büyük katkısı vardır. Günümüzde yaşlılık başlangıç yaşı 65, hatta bazı ekollere göre 75 olarak belirlenmiştir. Fakat yaş arttıkça, Alzheimer, felç, Parkinson gibi hastalıklar belirmiş ve yaşam kalitesi düşmüştür. Ruhumuzun isteklerine bedenimiz cevap veremiyorsa, yaşlanmaya başlıyoruz demektir. İnsanlarda bazı hücrelerin, laboratuvar koşullarında 150 yıldan fazla yaşamakta olduğu bilim adamlarınca ispat edildi. Gerekli şartlar hazırlanırsa insanlar uzun yıllar yaşayabilir. Evet yaşlanma kaçınılmaz bir gerçektir. O zaman yaşlanmayı durdurmak söz konusu değildir. Önemli olan kaliteli ve hastalığa yakalanmadan yaşlanmaktır. Yaşlanma hücrede başlar. Hücreler, çoğalmak ve dokuları yenilemek amacıyla bölünür. Hücre bölünürken çekirdeğinde taşıdığı genetik bilgiyi yeni hücreye aktarır. Genetik bilginin taşınması DNA adı verilen bir madde sayesinde gerçekleşir. Hücrelerdeki DNA, kromozom denilen bir yapının içinde yer alır. HÜCRE YAPISI KORUNMALI Hücre her bölündüğünde kromozomları koruyan 'telomer' adındaki yapılar kısalır. Ancak telomerler kısaldıkça hücre bölünmesi zorlaşır ve bir süre sonra hücre artık daha fazla bölünemez. İşte bu durum, birçok bilim insanı tarafından yaşlanmanın nedeni olarak kabul edilir. Bunun dışında çevresel faktörler, genetik özellikler