Ülkemizi derinden sarsan büyük felaketten sonra TFF'si ile kulüpleri ile harika organize olan dinamik futbol ailemizin birliği ve samimi bütünlüğü hepimizi olumlu yönden etkiledi. Bu birlik ve bütünlük, futbolun doğası gereği saha rekabetinde elbette aynı olmayacak. Ancak bu tarihi fırsatı, "rekabeti saha dışına taşımama" kararlılığı ile değerlendirebiliriz. Ben çoğu kulübün samimiyetle bunu istediğini sanıyorum. İyimser düşünüp en azından bir süre sadece sahada kalan rekabet, saha dışında bu korkunç afette gösterilen bütünlük duruşunun devamını istiyorum. Umarım böyle de olur. Lakin korkum hakemler. Bu birlik ortamını, fahiş ve bilerek yapacakları 'hatalar!' ile bozmaya çalışacaklarından endişeliyim. O nedenle gerçekten temiz, bahis işine bulaşmamış, yetenekleri tartışılır olsa da ahlakı tartışılmaz isimlere görev vermek şart. TFF ve MHK çok dikkatli olmalı. Eğer TFF samimiyse, bu birlik bütünlük ortamının devamını gerçekten istiyorsa, Başkan Büyükekşi cidden iyi niyetliyse "şikeci hakemler raporu"nun sonucunu bizlere gösterir. "Şikeci hakemler raporu" nedir MHK'nın 3 önceki başkanı Serdar Tatlı, 4 hakemin şike yaptığını tespit ediyor ve TFF Başkanı Nihat Özdemir'e sunuyor. Tarihin en kötü TFF Başkanı ile tarihin en karanlık 2. başkanı Servet Yardımcı; Tatlı'nın bu raporunu "UEFA bizi atar" diyerek sümenaltı ediyor. Sonra bu ikili 13 hakeme 8 Mart darbesi yapıyor. Ama o şikeci hakemler orada