Modası hiç geçmeyenler

Yıllar önce dünyadaki tüm önemli modacılara, tasarımcılara sormuşlardı: "Modası hiç bir zaman geçmeyecek kıyafet nedir" diye.. Hemen hepsi 2-3 kıyafet ismi vermişti. Tamamının ortak noktası iki ürün olmuştu: Beyaz gömlek ve düz beyaz tişört.. Bu ikisinin asla modası geçmeyecekti.. Futbolda da asla modası geçmeyecek, asla yabana atılmayacak 2 önemli oyuncu mevkisi var. Gardrobunuzda hep bu ikisi olmalı ki başarılı olabilesiniz. Kaleci.. Bildiğin ELLERİ İYİ, top kurtaran, finallerde basit hatayla maç kaybettirmeyen standart bir kaleci.. Öyle son dönem modası gibi "Ayağı iyi olsun" kriteri birinci plana çıkmamalı. Önce elleri iyi olmalı.. Güzel, yakası bağrı bozulmayan bembeyaz bir tişört. Courtois gibi.. Şampiyonlar Ligi finalinde kupayı getirdiği gibi. Ve Santrafor.. Beyaz gömlek. Geleni içeri atma kabiliyeti yüksek, stoperlerle baş edebilecek; uzaktan şutu-kafa hakimiyeti ve kaliteli gol vuruşu olan biri... Modası geçmeyecek ürün.. Fenerbahçe'nin 5 senedir doğru dürüst bir beyaz gömleği yok. Kırık beyazı var. Üzeri desenlisi var. Açık buz mavisi var. Beyaza yakınlar var ama bildiğin kaliteli, üste yakışan bir beyaz gömleği yok. "Jesus santrafor istemiyor" şayiası şehir efsanesi değilse büyük bir hatadır. Jesus da olsa hatadır; Guardiola da olsa hatadır (ki o kibir abidesi Guardiola'ya bile ona rağmen bir santrafor aldılar artık bu yıl) "Bu Jesus'un sisteminde Berisha bile 20 gol atar" lafı ise tam bir safsatadır. Bom boş bir önermedir. Jesus futbol hayatının üst düzey son yılları boyunca büyük santraforlarla çalıştı. Cardozo'lar