Utanma belasına suç ve ceza

Bizim memlekette gönülsüz, sırf birilerini susturmak, laf edilmesin diye göstermelik yapılan işler için kullanılan bir tabirdir "utanma belasına". Maalesef ülkemizde pek çok şey kâğıt üzerinde utanma belasına yapılıyor. İşler böyle yürüyünce de olan kurallara uyanlara oluyor. Nasıl mı Mesela okula devamın kanuni sınırları var, onu aşarsanız devamsızlıktan kalırsınız. Gelin görün ki ülkemizde koyulan kuralların çoğunun daha kırkı çıkmadan hükmü çöp oluyor. Geçen yıl 12. Sınıf öğrencileri için bu kural bir günde kaldırıldı. Peki, kim kazançlı çıktı bu işten Tabii ki okulu boş verip etüt ya da dershane dolaşan öğrenci. Kurala uyana geçmiş olsun! Sürekli çıkan vergi aflarına ne demeli. Medeni bir ülkede olsa ödüllendirilecek dürüst mükellef kanuna, nizama uyduğu için cezalandırılırken ahlaksızlık ödüllendiriliyor. Böyle olunca da vergi yüzsüzleri büyük bir pişkinlikle her yıl vergilerinin üstüne yatmaya devam edebiliyor. Bu pazar iki utanç verici olayı peş peşe yaşadık. Aslında her iki olay da hızlı ve adil bir hukuk sistemimiz olsa çok nadir yaşanır türde ama bizde bu tür durumlar vaka-ı adiyeden çünkü sistemin işleyişi mağdurlardan değil faillerden yana. İstanbul'da bir grup vatandaşın yolları kesilerek para isteniyor. Para verilmemesi üzerine çıkan tartışma sonucu 4 kişi bıçaklanıyor. Saldırıya uğrayanlar hastanelik olurken saldırganlar emniyetteki kısa misafirliğin ardından tekrar sokağa bırakılıyor. Efendim bunlar çocukmuş, yaşları 18 yaşın altında imiş. Bunlar boş sözler bence. Adam bıçaklamayı marifet zanneden bir çocuk cezai müeyyideyi de kabullenmiş demektir. Bundan 5-6 yıl önce otobüs durağında beklerken bir arkadaşıma saldırarak kafada çatlak, kırık bir kol ve üç kaburga ile komalık eden eşkıyalar hem tutuksuz yargılanmış hem de mahkemenin 3 yıl sonra lütfen verdiği ceza da ertelenmişti. Şimdi bu şehir eşkıyaları devletten ve de kanundan korkar mı Tüm dünya Dünya Kupası heyecanı ile yatıp kalkarken, biz devam eden yerel ligimizde utanç dolu bir gece yaşadık. Kendini bilmez(!) birisi hedef gözeterek rakip taraftara işaret fişeği atarak ikisi çocuk, 3 kişiyi hastanelik etti, bir diğeri söktüğü kale direğini rakip kalecinin sırtında kırdı Olaylar burada bitmedi, İzmir sokakları da savaş alanına döndü. Ve ben bu yazıyı yazarken, sizler de okurken memleketin bir yerlerinde valeparkçı terörü tam gaz devam ediyor!.. Sokakta yol kesip para isteyip adam bıçaklayanlar ile statta rakip taraftara, futbolcuya saldıran holiganlar arasında sizce bir fark var mı İkisi de sistemin açığından faydalanıyor ve çalışmayan sistemden besleniyor. Bazı suçlarda mahkeme sürecinin çok hızlı