Hoca mı yoksa cemaat mi suçlu

Şahsen fıkra anlatmayı beceremem ama bugünlere cuk oturan bir fıkra biliyorum. Onu en azından yazmaya çalışayım.Vakti zamanında köyün birisinde bir Hoca Efendi cemaati sürekli hanımlarının ve kızlarının kılık kıyafeti konusunda darlayıp, sıkıştırırmış. Gel zaman git zaman cemaatten birisi dayanamayıp bir gün itiraz etmiş. "Yahu, hocam" demiş "Durmadan bizim hanımların kılık kıyafeti ile uğraşıyorsun da senin hanım da şöyle böyle giyiniyor, o ne olacak" diye sorunca bizim hoca hiç bozuntuya vermeden "Gâvura da yakışıyor ama!" deyivermiş.Bizde de siyasette yapıp ettiklerini kendilerine yakıştıranlar var bir de yakıştıramayanlar var. Ne güzel memleket değil miBazı sokak röportajlarında vatandaşı tongaya düşüren kontra soruları hepimiz izlemişizdir. Verilen tepkilerin nasıl saniyeler içinde faile göre değişebilmesi karşısında hazin hazin gülümsemekten başka çare bulamazsınız, değme dansözlere taş çıkaran bir kıvraklık.Eh, siyasiler işin üstadı iken partizanın kıvrağı makbuldür zaten.Şimdiki gençler bilmez, bir zamanlar tek kanallı yıllarda seçim zamanı partilerin oy oranlarına göre TRT'de 5-10-15 dakikalık propaganda hakları olurdu. Şimdiki gibi tek yönlü bir aktarım göreceli olarak yapılmazdı. En azından görüntüde de olsa bir hakka riayet çabası vardı.Evlerde ise kimse konuşulanlarla ilgilenmez kimin konuştuğuna göre tepki verirdi. Bir de liderlerin yuvarlak masa tartışmaları olur ve zahiren de olsa demokrasinin namusu kurtarılırdı. Bugün ise bu kültür kayboldu.Sıklıkla TRT2 ve TRT Belgesel izleyen birisi olarak son birkaç aydır TRT'deki reklam tercihlerinden ciddi rahatsızlık duyduğumu belirtmem lazım. Nerede ise her 2-3 reklamdan birisi siyasi içerikli ve sadece hükümet propagandası içeriyor. Dahası bu reklamlardaki dil bilinçli bir şekilde geçenlerde de gündem olan hükümet-devlet tartışmalarındaki çarpıklığı beslemek üzerine kurulu.İşin komedisi Ak Parti elitleri bir zamanlar en çok şikayet ettikleri "Tek Parti Devleti" anlayışına öykündüklerini nedense görmezden geliyorlar.Bu konuda en çok üzüldüğüm ise amatör tarihçilik çabaları ile bir zamanlar oldukça faydalı ürünler ortaya koyan bir zatı muhteremin "Tek Adam ve Tek Parti Rejimine" vuracağım derken paylaştığı çarşaf çarşaf bilgi ve belgelerdeki durumların bugün güya- demokratik düzenimizde âlâsının yapıldığını görme yoksunluğu yaşaması...Siyasetin bir anlaşma, uzlaşı sanatı olduğu bir gerçek. Kimse kara kaşı kara gözü için bu işlere girmiyor. Koalisyonlar Cumhur İttifakının iddia ettiği kadar kötü bir şey değil. Siyasi istikrarı, bir grubun tahakkümü altına girmekle karıştırmamak lazım. Fikri mülahazaların serbestçe çatıştığı ortamlarda bir orta yol bulmak her zaman mümkün. Bu açıdan Türk Tipi Başkanlığın bir hayrı varsa o da yan yana gelmez denilenleri yan yana getirmiş olmasıdır.Bizde geçmişte azda olsa bir koalisyon kültürü vardı. Siyasi istikrarsızlıkların sebebi maalesef uzlaşma kültürümüzün zayıflığı