Dini siyasete kurban vermek

İlginç bir ülke olduğumuz kesin. Bazı hassasiyetlerimiz için dünyayı yakarken, hassasiyetimizin asıl olması gereken yerlerde ise gıkımızı bile çıkarmıyoruz. Birileri için büyük bir rahatlıkla "kalbini mi açıp baktık ki hüküm verelim" diyerek topu taca atarken birileri içinse hükmü baştan vermeyi kendimizde daim bir hak olarak görüyoruz, çünkü biz hak ve gerçek üzereyiz. Yanlışlarımız, eksikliklerimiz asla üzerinde olduğumuz doğru yola zarar veremez. Karşıdakiler ise sureti haktan görünseler dahi onlar zaten düpedüz sapıklık içindedir, dolayısı ile de onların hata yapma, yanılma, kandırılma ihtimalleri yok ve onlar düpedüz yanlışın kendileridirler.Bu tavır alış bizde o kadar köklü ki sağdan sola, soldan sağa Türk toplumunun her kesiminde görebilirsiniz. Neden Çünkü bizde ortalama ahlaki bir birliktelik yok. Ne dinde ne düşüncede tutarlı olmak gibi bir derdimiz yok.Solcu geçinen patronlarımız iş yerlerinde küfrettikleri kapitalistlerden daha acımasız olabilirken, dindar patronumuzda çok rahat bir şekilde bir azgına yakışır tavırlar sergileyebilmektedir. Bunda da hiçbir beis görmeyiz.Din ya da ideoloji bize bir takım temel veriler sunar ve bu temel verilerin etrafında bir dünya görüşü inşa edilir. Dünya görüşünün içini dolduran şeyler ise füruatlar ile ortaya çıkar. Tali konular eğer usulün manası ile uygun ise bir anlam taşır ama tali konular aslın üstünü örtmek için kullanılıyorsa işte o vakit işimiz gerçekten zor demektir.Kılıçdaroğlu'nun seccadeye basması mı yoksa bir tv fenomeninin basit bir seçim sürecini "Allah'ın derdinin yanında durmak(!)" hezeyanı ile açıklaması mı daha çok tepki çekmeli idi ortalama bir Müslüman'da Sanırım ortalama Müslümanımız için birincisi daha büyük imiş ki ortalık günlerdir yıkılıyor. İkincideki imaların vardığı nokta üzerinden nedense mahalleden hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Buradaki suskunluğu iki türlü okuyabiliriz, bu sessizlik ya ikrardan geliyor ya da artık bu kadar da olmaz deyip Allah'a sığınmaktan. Ama hangisi baskın bilemiyoruz.Maalesef Müslüman kimliğimiz orta yolda olmaktan çıkalı çok oldu. Bugün İslamcıların geldiği nokta ise İslam adına çok üzücü. Tüm insanlığı kucaklayıcı ve barışı, huzuru, adaleti getirecek bir düzen kurma iddiasından sadece kendileri için iktidarın devamını isteyen bir noktaya savrulduk. Abdurrahman Dilipak boşuna yazmıyor üç şeyle imtihanı kaybettik diyeÇevrelerinde olan biten hiçbir fenalığa ses çıkar(a)mayan ve bunu da Ramazan fenomeni gibi allayıp, pullayıp, süsleyen birçok dindarlarla dolu çevremiz.Seccadeye önem verenler geçmişte "onun mezhebi belli" diyerek ya da evladını kaybettiği için acı