"Şam" telakkimiz

Bu başlığın sebebi, bir tecahül-i arif değil, yanlış bir anlayışı tashihtir. Şöyle ki: Fahr-i cihan Efendimiz (asm)nin sözleri de, Kur'ân-ı Kerim'in hakiki tefsiri olarak cevâmiu'l-kelîmdir. (Bir kelamla çok anlam ifade eder.)

Mesela: Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde "Şam helak olduğu zaman ümmetim de hayır kalmamış olacak. Ancak ümmetimden bir taife zail olmayarak deccalı öldürünceye kadar devam edecektir" buyuruyor. Bu hadis-i şerif, farklı lafızlarla da, telaffuz edilmiştir. Sikke-i Tasdik-i Gaybî'de ise (s.49'larda) Üstat bunu, Risale-i Nur talebelerinin ne kadar devam edeceğini düşündüğü anda ilhami olarak ifadesi de manidardır. (Buhari, İ'tisam: 10; ... gibi)

Bilhassa Deccal ve Mehdi meselesinde Şam'a çok atıflar yapılıyor. Bunlar sadece Suriye'nin başkentinden ibaret olamaz. Deccalin hem İstanbul hem de dünyayı dolaşması ile örtüşmüyor ve üstelik de, Suriye'nin baş kentinin asıl adı "Dımaşk" olup, Şam tabirini kullanan Türklerdir. Hem, bir vilayetin ümmetin kaderi ile bu derece eşdeğer olması insanı düşündürüyor. O halde Şam'dan anlaşılması gereken nedir Doğrusu şöyle olsa gerektir:

Bir kere bu hadis, müteşabihattandır. Sembolleri iyi oturtmak gerektir ve tevili lazımdır. Onu da ancak ehli bilir. O halde Şam deyince bir vilayeti değil, en azından bir bölgeyi anlamak gerekir, o da Ortadoğu demektir.

Mesela: Bir kimse, Hicaz'ı merkez kabul edip, (Mekke, Medine ve Taif) yönünü doğuya dönünce ön tarafı şark, arkası garp, solu şimal, yani kuzey anlamında "Şam" denilip, aynen sağına da, sağ anlamında yemin veya yemen denilmesi gibidir. Hatta Kabe-i Muazzama'da dua mekânı olarak "Rükn-ü Yemani" vardır. Böyle olunca Hicaz'a göre Ortadoğu'nun tamamı şimal veya Şam sayılır. Böylece deccal Şam'dan çıkacak tabiri de, daha net açıklık kazanıyor.

Aynı zamanda Üstat buna da işaret ederek, hilafet merkezlerinin değişimine dikkat çekmiş ve haliyle bu Ortadoğu bölgesinin belli başlı üç tane hilafet merkezi vardır:

1. Emeviler zamanında "Dımaşk" veya "Şam",

2. Abbasiler zamanında Irak'ın Bağdat (o da bu manada Şam) ve Türkiye'nin İstanbul olduğu halde o bile Mekke'ye göre "Şam" yani kuzey addedilmektedir. Böylece hakikaten Şam, yani kuzey bölgesi helak olunca âlem-i İslamda hayır kalmaz. Zira üç büyük hilafet merkezi de buralardadır. İmam-ı Azam gibi büyük bir imamın mezarı, nice gavs ve kutupların medfun olduğu mahallerdir. Hakikaten Deccal ve Mehdi mücadelelerinin de, cereyan ettiği en hareketli ve hararetli mahaller buralardır. O helak ise, Birinci Dünya Savaşı ve sonunda hilafetin, yine şimal bölgesinde kaldırılması olup, o taife de, savaşın peşinden şimalde zuhur eden Nur hareketidir.