Mehdiyet meselesi -1

Bu meselenin başta usulünü belirleyip sonra da aslına geçelim ki bu tılsım-ı müşkülküşâ anlaşılsın.1. Bu Mehdî meselesi ayet-i kerimelerde bizzat isim ve sarahaten olmasa da ima ve işareten geçmektedir. Mesela Kasas Suresi 5-6. ayetler ile Risale-i Nur'a işaret ve beşaret eden 33 ayet bu zâviyeden müzakere edilebilir. İcap ederse onlara girebilirim fakat bu makalenin boyutlarını çok aşar. 2. Bu mesele; edille-i şer'iyenin ikincisi olan Hadis-i Şeriflerde sarahaten yer aldığı için Kur'an-ı Kerim'de de mündemiçtir ve ayrıca Cenab-ı Hak "Rasulullah size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası pek şiddetli olandır." (Haşr Suresi: 7) buyuruyor. Onun için bu husus, itikaden vücubiyet arz eder. 3. Bu mesele aynı zamanda kıyamet alâmetlerinden olduğu için müteşabihattandır, tefsirden ziyade te'vili gerekir. 4. Te'vil ise ancak Cenab-ı Allah'ın (cc), ilimde "râsih" olanlara bir ihsanı olduğu için normal alimlerin boyutunu aşar. İşte onun için ehil olmadan bu müteşabihatı tefsire kalkanlar ya ifrat veya tefrit ettiklerinden meseleyi çıkmaza sokmuşlardır. Tabiri caiz ise "bir deli kuyuya taş atar, elli akıllı çıkaramaz" misali olmuş, bundan da mülhidler istifade etmiştir. Herkesin haddini bilmesi gerekir. 5. Bir de Mehdilik, şarta muallak olduğu için herkesin hadisâtı, nefsü'l-emre göre idrak etme ve anlama kabiliyeti yoktur. Yani bu bir nevi dört işleme bedel cebir problemi gibi girift olup birçok bilinmeyeni vardır. Onun için herkes anlayamaz! Anlayamayanlar bu meselede teemmül ederek, vakt-i merhununu beklesin, sahih hadisleri inkâr etme bahtsızlığına düşerek kendini küfre atmasın. Bizden uyarması! Bir de araya tarafgirlikler, haset, fesat