Hakkın tahakkuku

Bunun diğer bir ifadesi "ihkak-ı hak"tır. Yani; (Haklıya hakkını vermek) meselesi. Fakat haklı olduğu halde hak bazen tahakkuk etmeyebilir.İşte o zaman bazı arızalar ve manialar var demektir. Bunun için Üstat "el hakkı yalu" hadisini yorumlarken "bizzat ve akıbet murettır" diyor. Hadisatı aleme müdakkik bir nazarla bakacak olursak, sanki herkesin hakkın tahakkuku için sa'y-u gayret edip, neticede galebe çalmak istediğini görürüz. Kimse ayranım ekşi demediğine göre mihenge vurmadan almamak lazımdır. Bu elbette Cenab-ı Hakkın insanlığa bahşettiği çok güzel bir haslet ve gayrettir fakat, her şeyde olduğu gibi burada da, hakka vasıl olmak ve muvaffak olmak için yollar ve o yolların da şartları vardır. İşte adeta o hakkın zaferi de, o vesile ve usullere bağlıdır. İşte Müslüman o labirentler içinde kaybolmuyor. Demek onun için "acele işe şeytan karışır" denilmiştir. Bediüzzaman'ın bir kısım müjdelerinden biri de, şudur. "... Zira ben biliyorum ki, bu kitabın mesaili hakikat olarak sizde tahakkuk edecektir... taki, hakaik-i İslamiyeti hakkıyla kainat üzerinde temevvüç saz edecek olan nesl-i cedid gelsin" demek bu millet bu hakaiki İslamiyeti yaşayacak. Yani inşaallah özde Müslüman olmayı da, başaracaktır. Hz. Peygamberimiz (asm) bile bir çok zahmetlerden sonra rahmete kavuşmuştur. Onun için Bediüzzaman "Şu istikbal inkilabı içinde en yüksek gür sada İslamın sadası olacaktır" demiştir. Külli kaideler ifade eden ayet ve hadislerde de, buna dikkat çekilerek "Allah (cc) sabredenlerle beraberdir" (Bakara 153) ve Hadis-i şerifte de, "Sabır bütün zorlukların anahtardır" gibi uyarılar yapılmıştır. Bir Müslüman hata veya ihmal yapamaz mı Yani yapmaması gerekir başkadır, yapamaz başkadır. İşte böyle bir yargı da, insanlar arasında vardır ve bu bir bakıma bizim için bir ikaz olup, bizi Allah için daha