Çoklu aday, Erdoğan

İmamoğlu'yla ilgili yargı kararından hemen sonra sahada AK Partililer ile görüştüğümü belirtmiştim. Çoğu seçmenin özellikle hakkaniyet açısından bu kararı doğru bulmadığını, dolayısıyla bu durumun da muhalefetin lehine olduğunu söylemiştim. Açıkçası yeni bir tablo ile karşı karşıyayız. Burada beklenen nedirMuhalefette birlik görüntüsünün pekiştirilmesiyle birlikte yeni bir siyasi enerjinin kitlelere hissettirilmesi Bir anlamda kuvvetli bir rüzgârın estirilmesiPeki, şimdiye kadar bu güçlü rüzgâr hissettirildi miEvet demek isterdim ve fakat her şey gün gibi ortada... Siyasi enerjinin ortaya çıkmasını beklerken bir baktık ki Aday tartışmaları tekrar alevlendi.Açıkçası taraflar konulara kendi zaviyelerinden bakmayı tercih ediyor. Empati dillerde ama sadece dillerdeDolayısıyla tüm bu tartışmalardan İmamoğlu kararını konuşmaya sıra gelmiyor. Bir taraftan da kitleler olan biteni dikkatli bir şekilde izliyor.Buradan hareketle;Karar sonrası güçlü bir rüzgâr estirilemedi desek yanlış olmaz sanırım. Bunun yerine ortak aday ile birlikte çoklu aday meselesi de konuşulmaya başlandı.Şimdi karar sonrası olanları şöyle kısaca gözden geçirelimİmamoğlu'yla ilgili yargı kararından hemen sonra Akşener'in İmamoğlu'nun yanında yer almasının önemli olduğunu belirtmiştim.Daha sonra altı liderin katılımıyla Saraçhane'de bir miting düzenlendi. Ki çok da iyi oldu. Böyle zamanlarda birlik görüntüsünün verilmesi elbette önemli Öte yandan Akşener'in ilk günkü rüzgârını Saraçhane mitinginde sürdüremediği düşüncesindeyim.Miting sonrasında birlik görüntüsünün güçlü bir siyasi enerjiye dönüştürülmesi beklendi. Ve fakat bunun yerine karşılıklı mesaj trafiğiyle birlikte aday tartışmaları tekrar hız kazandı. Bir anlamda muhalefetin kenetlenmesi ve güçlenmesi beklenirken çoklu aday konusu dillendirilmeye başladı.Cumhur İttifakıŞimdi bir de Cumhur İttifakı tarafına bakalımEkonominin hali ortada En basitinden market alışverişinde karşı karşıya kaldığımız hayat pahalılığı hepimizin malumuPeki, sadece hayat pahalılığı mıO kadar çok sorun var ki Hayat pahalılığı en hissedilen sorun olarak belirtilebilir.Bu noktada, CHP'nin "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısında Daron Acemoğlu kısaca sorunları şu şekilde belirtmişti:"Eğitim düzeyi ve eğitim kalitesinin çok kötü durumda olduğu, gelir dağılımının üzüntü verici olduğu, çok büyük bir kredi patlamasının yaşandığı, kurumlarda geriye gidişin ciddi şekilde yaşandığı, ifade özgürlüğünde korkunç bir çöküş olduğu, yoksullaşmanın derinleştiği"Bu noktada küçük bir parantez açmak isterim:Kurumlarda geriye gidişin ciddi şekilde yaşanması aslında en önemli sorun olarak belirtilebilir. Keşke şu an yönetim bilimcilerden bir ekip kurulsa ve bu ekip kurumlardaki kurumsal hafıza, kurum kültürü gibi konuların ne halde olduğuyla ilgili bir araştırma yapabilse Şimdiden söyleyim böyle bir ekipte araştırmacı olarak yer almak isterim. Açık konuşalımBöyle bir tabloda AK Parti ya da MHP teşkilatının sahada zorlanmadığı düşünülebilir mi Ya da böylesi zorlu bir süreçte partiler arasında sorun yaşanmıyor denilebilir miGörünen o ki; sorun olsa bile dışarıya pek bir şey yansıtılmıyor. Ki liderler de uyumlu bir görüntü vermek için ciddi çaba içinde Ayrıca, olumsuz bir cümle belirten kişi de görevinden ışık hızıyla alınıyor. Tüm bunlar otoriterleşmenin alametleri olarak da belirtilebilir.Dolayısıyla kitlelerin gördüğü nedirBu denli olumsuzluğa rağmen 'uyumlu görüntü'Bir anlamda kış günü yalancı baharın hissettirilmesi gibi ya da doluya düşenlere güneş açtı der gibiŞu bir gerçek ki kitleler detaylarla pek ilgilenmiyor, karışık mesajların kendilerine iletilmesini istemiyor. En çok ilgilendikleri, baktıkları konu ise 'yönetme iradesi' Kim bunu gösterirse o tarafa doğru daha çok dikkat kesiliyor. Karışık mesajların geldiği yerden de hızla uzaklaşıyor.Aslında gelmek istediğim nokta şudur:Hep söylüyoruz farklı partilerin bir arada olması kolay değil. Bazı konularda anlaşmazlıklar da olabilir, bu da son derece doğal. Zira müzakere de bu yüzden önemli ve gerekli Diğer taraftan Altılı Masa