Öğrenilmiş adaletsizlik

Henüz literatüre girmedi. Öğrenilmiş çaresizlik gibi bilimsel bir dayanağı da yok; benimki sıradan bir gazeteci gözlemi: Çağın, en azından bizim ömrümüze denk gelen dilimindeki en baskın tutum güdüleyicilerinden biri "öğrenilmiş adaletsizlik" galiba. O mu ne Telifi şahsıma ait tanımı şöyle: Organizmanın yol açtığı yahut faili olduğu fenalıkların bedelini ödememesi durumunda, her şeyi yapabilme hakkına sahip olduğuna ve her durumda yanına kâr kalacağına dair oluşan inanç ile gelen ruh hali durumu. Yazarımız da olan gazeteci Yavuz Selim Demirağ'ın, üç yıl önce, evinin kapısında uğradığı hunhar saldırının, dün, Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamasında iliklerime kadar hissettiğim duygusal iklim tam olarak buydu. Vururuz, kırarız, döveriz, yaralarız, kemiklerini kırmakla kalmaz onurunu da hedef alırız Sonrasında en küçük bir pişmanlık, utanma emaresi göstermediğimiz gibi üste de çıkarız Gurur bile duyarız çektirdiğimiz acıyla; övünürüz, bu sebeple sırtımızın sıvazlanmasını bekleriz Sıvazlanır da Ölümün kıyısına getirdiğimiz adamın adalet mücadelesiyle kafa buluruz mesela Bize bir şey olmaz; "nasılsa". Çünkü "devran bizden yana". Dün, aralarında Müyesser Yıldız gibi mahkeme salonlarında görüp görebileceğiniz en tecrübeli gazetecilerden birinin ve İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün de bulunduğu bir grup "izleyici", şunları dinledik "öldürmeye teşebbüs" suçuyla yargılanan ve bu işe kalkışırken, muhtemelen, kendilerini bir gün o salonda, o hakimin karşısında bulacaklarını akıllarından dahi geçirmeyen sanıklardan: - Aramızda trafikte tartışma oldu. - Küfürleşme oldu. - Küfür yok. - Ben duymadım; sohbet ediyordum. - Ben görmedim; arka koltuktaydım. - Biz arabadan inmedik. - Ben inmedim, iki arkadaşımız indi. - Sırayla indik. - Hepimiz indik. - İndik ama ayırmaya indik. Ben olay yerine 2 metre uzaktaydım; hiçbir şey görmedim. 50 metre mesafedeydim, gürültüleri duydum. Ben hiç gitmedim. Ben olay yerinden ayrıldım. Bilmediğim bir nedenle düştü. Aralarında itişme oldu. İtişme olmadı. Nasıl yaralandı hiçbir fikrim yok. Ben itince düştü. Sopa yoktu. Sopa vardı. Sopa vardı ama vurmadık. İnce bir sopaydı. Söz sırası Yavuz Selim Demirağ'a geldiğinde şöyle dedi: - Zeka seviyemizle alay ediyorlar. Haksız mı peki Bu arada; Sanıklar hakkında adli kontrol tedbirlerinin devamına ve aralarında Murat Ağırel'in de bulunduğu tanıkların dinlenmesine karar veren mahkeme heyeti, davayı 28 Şubat 2023'e erteledi. "2023" hem mahkeme mahkeme gezen bu dosyaya hem de genel olarak yargının bütün ayak ve unsurlarına "adalet" getirir, adaletiyle gelir, iklim değişir ve kimsenin "suç"u "hak" görmediği, kimsenin kimseyle "başkalarının çocuklarını fedaheba ederek"