Normal hiç bu kadar anormal olmamıştı

Türkiye'nin, Ermenistan'la başlattığı yeni "normalleşme" sürecini takip eden var mı Kendi adıma, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Aralık ayında TBMM'deki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada "Yakında" diyerek işaret ettiği andan, üç gün öncesine, iki ülke özel temsilcilerinin Moskova'daki ilk resmî görüşmesine kadar merakla takip ediyordum. Ne olacaktı Nasıl olacaktı Bir de tabii neden olacaktı! "Normalleşme" yani "normalleşmek işi"; "normal duruma gelmeye" karşılık geliyor Türkçede. Sözcük anlamına istinaden "Kurallara uygun, olağan, aşırılığı olmayan" bir çerçeve bekliyor insan "normal" dendiğinde (haliyle). "Kurallara uygun" denince de, hemen, ilk aklıma gelen; Ermenistan, 1921'de, Sakarya Zaferi'nin kazanılmasından sonra imzalanan ve Azerbaycan, Gürcistan'la beraber kendisinin de imza attığı Kars Anlaşması'na uyacak mıydı mesela bu kapsamda "Normal" olan imza attığı anlaşmaya uyması ya, o açıdan! Türkiye'nin, bu anlaşmayla "kesinleşen" doğu sınırını, dolayısıyla "toprak bütünlüğünü" tanıyacak mıydı Resmî armasının tam göbeğinde bulunan ve sayısız kurumkuruluş tarafından hâlâ kullanılan "Ağrı Dağı" sembolündeki ısrarını bırakacak mıydı Karabağ ve Nahçıvan'la birlikte Doğu Anadolu'nun bir bölümü ile Doğu Karadeniz'i içine alan, hatta kimi haritalarda Akdeniz'e kadar uzanan "Büyük Ermenistan" iddiasını unutacak mıydı O haritaları toplatacak mıydı Ermenistan'ı "Büyük Ermenistan'ın çekirdeği" sayıp, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bölümü için "tarihî vatan toprakları" diyerek "bir gün geri alma(!)" planları yapmaktan vazgeçecek miydi Ermenistan'ı yönetenler, yönlendirenler bu tür müzakereleri, zaman içinde "Yeni bir resmî sınır çizme" fırsatı olarak dayatmak densizliğini tekrarlamayacak mıydı "Tanrı er ya da geç gitmemiz gereken ülkeyi korusun, Aşkla ya da kılıçla, er ya da geç gitmeliyiz, Ağrı Dağı'na er ya da geç bayrağımızı koymalıyız, Sırayla ya da beraber, er ya da geç gitmeliyiz" diye şarkılar söylemeyecekler miydi artık "Batı Ermenistan" diyerek Türkiye'yi hedef gösteren çizgi filmlerle, çocuklarının beyinlerini düşmanlıkla yıkacaklar mıydı Aynı minvaldeki eğitim müfredatlarını değiştirecekler miydi Ve tabii Soykırım iftirasını geri alacaklar mıydı Karabağ'ın bir bölümünde halen devam eden "tanınmış işgal(!)"e gelmedim bile bakın daha! Sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin direkt muhatap olduğu "anormallikleri" sıralıyorum Hayır. Hiçbiri olmayacakmış. Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç ile Ermenistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan arasındaki ilk görüşmeden çıkan sonuç "tam normalleşme" için müzakerelerin "ön şartsız" olarak sürdürüleceğiymiş. Türkçesi: Türkiye, kapıları açmayı, çalışanların statüsünü, diplomatik ilişkiyi her şeyi konuşacak, belki anlaşacak ama yukarıda sadece bir kısmını sıraladığım ve "millî tehdit" de olan konuların hiçbirinde "geri adım" talep etmeden! Neden Türkiye, Ermenistan'la "normalleşme"ye çok mu muhtaç halde ki bu denli tarihi bir tavizi peşinen kabul ederek oturuyor masaya! Kimilerine göre "Türk Dünyası'nı bağlayan ve Ermenistan sınırları içinden geçen Zengezur Koridoru'nun işlevselliği açısından "Evet, Türkiye Ermenistan'la ilişkilerini mutlaka normalleştirmeli." Ermenistan dediğiniz, kendi kararlarını kendi alıp, kendi uygulayabilen, nispi bağımsızlığa sahip bir ülke olsa belki; ama Rusya'nın peyki! Rusya'nın çelme takması sonucu yarım kalan Karabağ'ın temizlenmesi sürecinde imzalanan anlaşma uyarınca Zengezur Koridoru'nun denetimi Rusya'da olduğuna göre, anlaşma sona erdiğinde