Beynin yaşlanmasına karşı MIND diyeti

MIND diyeti, yaşlanmaya bağlı olarak bilişsel işlevlerde ortaya çıkan gerilemeyi engellemeyi ve beyin sağlığını korumayı amaçlayan bir beslenme planıdır. "Nörodejeneratif gecikme için Akdeniz-DASH müdahalesi" olarak adlandırılan bu beslenme modeli, kısaca MIND diyeti olarak biliniyor... Günümüzün en önemli sağlık sorunları arasında yer alan demans ve Alzheimer hastalığı ne yiyip ne içtiğimizle bağlantılı. Yaşlanmanın etkilerinden biri, beyinde Alzheimer hastalığının karakteristik özelliği olan anormal protein kümelerinin oluşması. Yapılan son bilimsel çalışmalar MIND diyetinin ileri yaştaki yetişkinlerde beyni bu oluşumlardan koruyabileceğini gösteriyor. Bu nedenle bu haftaki yazımda beyni sağlıklı ve dinç tutmada MIND diyetinin önemini anlatmak istiyorum. MIND DİYETİ NEDİR MIND diyeti, yaşlanmaya bağlı olarak bilişsel işlevlerde ortaya çıkan gerilemeyi engellemeyi ve beyin sağlığını korumayı amaçlayan bir beslenme planı. "Nörodejeneratif gecikme için Akdeniz-DASH müdahalesi" olarak adlandırılan bu beslenme modeli, kısaca MIND diyeti olarak biliniyor. Harvard ve Rush Üniversitesi Tıp Merkezi'ndeki araştırmacılar tarafından beyin fonksiyonlarını geliştirmek ve bunamayı önlemek amacıyla geliştirilen MIND diyeti, beynin yaşlanmadan etkilenme süresini 7.5 yıl azaltan, Alzheimer hastalığına yakalanma riskini yüzde 53'e kadar düşüren süper bir diyet modeli. Yıllardır kalp-damar sağlığını korumak ve kronik hastalıkları önlemek için Akdeniz tipi besleme, yüksek tansiyonun tedavisi için DASH diyeti öneriliyor. MIND diyeti ise bu iki diyetin özelliklerini bir araya getiriyor. AMİLOİD PLAK BİRİKİMİNİ ÖNLÜYOR Beta amiloid vücutta doğal olarak bulunan bir tür proteindir. Ancak bu protein beyinde biriktiğinde sinir hücreleri arasındaki iletişimi bozabilir ve sonuçta sinir hücrelerinin işlevlerini yerine getirmesini engelleyebilir. Amiloid plaklarının Alzheimer hastalığının en önemli nedenlerinden biri olduğu düşünülüyor. MIND diyetinde yer alan gıdaların içindeki karotenoidler, flavonoidler gibi bazı besin ögelerinin ise amiloid plaklarının oluşumunu önlemeye yardımcı olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmış. Bilimsel çalışmalar, MIND diyetini orta derecede uygulamanın Alzheimer hastalığı riskini azalttığını ve bilişsel bozukluklarda iyileşme sağladığını gösteriyor. 2022'de 50 kadınla yapılan araştırmada, üç ay boyunca MIND diyeti uygulayanların bellek ve dikkat ile ilgili testlerde kontrol grubuna kıyasla daha yüksek puanlara sahip olduğu belirlenmiştir. MİND DİYETİNİN ÖZELLİKLERİ Ispanak, pazı, semizotu gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler haftada en az 6 kez tüketilmeli, Koyu yeşil yapraklı sebzeler dışındaki diğer sebzeler günde en az 1 kez tüketilmeli, Haftada 5 porsiyon ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlar tüketilmeli, Haftada en az iki kere çilek, yaban mersini, frambuaz gibi orman meyveleri tüketilmeli, Günde en az 3 porsiyon tam tahıl tüketilmeli, İki günde bir baklagiller tüketilmeli, Haftada en az bir kere balık tüketilmeli, Haftada en az iki kere tavuk tüketilmeli, Yağ olarak zeytinyağı tercih edilmelidir. Bunun yanında kısıtlanması gereken gıdalar da şöyle sıralanıyor: Tereyağı tüketimi günde 1,5 tatlı kaşığından az olmalı, Şekerleme ve kurabiye, tam yağlı peynir, kızartma veya fast food tüketimi haftada en fazla 1 porsiyon olmalı, Haftada en fazla 3 porsiyon kırmızı et tüketilmlidir. HAFTANIN BİLİMSEL UYARISI: Selenyum yetersizliğine dikkat! Tiroid hastalarında selenyum desteği uygulaması risklidir. Birçok kişiye daha iyi bir yaşam için selenyum takviyeleri veriliyor. Hatta bana başvuran birçok tiroid hastalarının selenyum kullandığına şahit oluyorum. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki; selenyum sadece eksikliği belirlenen kişilerde ve hafif Graves oftalmopatisi olan hastalarda uygun dozda kullanımı önerilmektedir.Bunun dışında otoimmün veya diğer tiroid hastalarında rutin selenyum kullanımı kesinlikle önerilmemektedir.Hafif graves oftamopati; zehirli guvatr dediğimiz hastalığın gözlerin dışarı doğru büyümesi semptomudur. Bu hastalarda selenyum semptomların hafiflemesinde destek olabilmektedir. İnsanlarda yapılan randomize kontrollü çalışmalarda Haşimoto ve Graves hastalarında selenyum kullanımı antikorların düşmesini doğrulayamamıştır ve selenyum desteği de bu nedenle önerilmemektedir. Selenyum eksikliği vücut savunmamızı sağlayan glutatyon peroksidaz enziminin aktivitesinin bozulmasına neden olur, T4'ün T3'e dönüşümü gerçekleşmez. Tiroid bezi radikal saldırısından korunamaz. Selenyum eksikliğinde iskelet kas hasar, Hepatik nekroz, kolon ve akciğerde ödem, üreme fonksiyonlarında azalma ve bağışıklık yanıtında düşüş gözlenir. Selenyum yetersizliğini önlemek için beslenmeniz yer fıstığı, buğday, ayçekirdeği, yumruta, baklagiller, susam, soğan, sarımsak, mantardan zengin olmasını tavsiye ederim. Eksikliği varsa günlük 200 mikrogram selenyum takviyesi yapılmalıdır. Yüksek doz selenyumun uzun kullanımı diyabet riskini arttırır. MİND DİYETİNE GÖRE BEYİN SAĞLIĞINI OLUMLU ETKİLEYEN 9 BESİN GRUBU 1. Yeşil yapraklı sebzeler: Yeşil yapraklı sebzelerin