Dünyada yeni bir buhran tezgâhlanırken, kim bu 'Yunanlı'lar

Bugünlerde Yunanistan konusu daha bir gündemimizde ve anlaşılıyor ki, bundan sonra daha da tırmanacak bir gerilim söz konusu.Ya da dünya, Rusya- Ukrayna Savaşı'nın sonunun nasıl olacağı konusuna kenetlenmişken, dünya, çetin bir başka buhranla, Türkiye- Yunanistan arasındaki gerilimle karşılaşmanın eşiğinde.Nitekim, Başkan Erdoğan, 'Yunanistan Başbakanı ile görüşme' ihtimalini, 'Biz sözünde duran muhatab ararız..' diye, dün, bir kez daha reddetti. Çünkü, henüz birkaç ay önce İstanbul'a gelen Yunan başbakanı Miçotakis, Erdoğan tarafından hüsn-ü muamele görmüşken ve 'Bundan sonra iki taraf arasındaki meseleleri Türkiye ve Yunanistan, üçüncü bir tarafı devreye sokmadan görüşsün.' konusunda anlaşmışken; Miçotakis'in geçen ay Amerika'ya gittiğinde Kongre'de yaptığı konuşmada, Türkiye aleyhine saldırgan bir kullanıp, Türkiye'ye F-16 savaş uçaklarının verilmemesi, helenizmin Kıbrıs'ta 48 senedir süren ızdırabının dindirilmesi için gerekli her şeyin yapılması ve Türkiye'nin imparatorluk hayallerinin kuşaklarında bırakılması yolundaki sözleriyle, gerçekte, İstanbul'da Erdoğan'la yaptığı görüşmede verdiği sözlerin tam tersini yapmaya kalkıştığı durumuyla karşılaşıldı. (Miçotakis'in Amerikan Kongresi'nde yaklaşık 4 kez ve dakikalarca alkışlanması ve Amerikan Başkanı Biden'ın ismine Yunanca bir ekleme yaparak, Bidenopulos demesi ve Biden'ın da ona Miçobiden diye mukabelede bulunması, basit bir şakalaşma olarak görülemez.)Ayrıca hatırlayalım ki, Türkiye, Suriye topraklarında, özellikle de Rusya'nın kontrolündeki Münbiç ve Tel-Rıfat'ta güçlendirilmiş olan PKK unsurlarına karşı 3 hafta kadar önce yapacağını açıkladığı harekât'ı, Amerika'nın, 'Suriye'deki istikrarı tehlikeye atarsınız!' diye karşı çıkması üzerine hâlâ da sahneye koymamış bulunmakta. Rusya ise, kendisi Ukrayna ile meşgul olurken, Amerika'nın da Türkiye ile karşı karşıya gelip bir askerî sürtüşmeye girmesini istiyor.Bu gelişmeler olurken, Yunanistan, Amerika ile yeni andlaşmalar imzaladı. Amerika ve Yunanistan arasındaki bu işbirliğinden hedefin ne veya kim olduğu daha birgizli değil.. Nitekim, 'Yunanistan ile Türkiye arasında, 5'i adalarda, 4'ü Meriç'in karşı yakasında kurulan Amerikan üsslerinin, Rusya'ya karşı olduğu'na dair Amerikan iddialarını Tayyib Bey, 'Yemezler..' diye reddetti.. Evet, bu Yunanistan neye güveniyor ve kimdir bu Yunanlılarİlginçtir, ünlü Fransız yazarlarından François-Rene de Chateaubriand, 1805'lerde Paris'ten Kudüs'e yaptığı bir yolculuk esnasında Mora Yarımadası ve civarında yaşayan Yunan halkını da incelemek fırsatı bulur ve gerçekte kendi hayal kırıklığını ve 'Antik Yunan medeniyetinin mirasçısı olmak iddiasında olan bir halkın, Osmanlı Paşaları karşısındaki uyuşmuş, teslim olmuş, şahsiyetsiz davranışlarını' ilginç şekilde anlatır.Ama, o seyahatten 15 sene sonralarda 1820'lerde yükselen Yunan İsyanı'nın istiklâl kazanmayla noktalanacak olan bir merhaleye ge(tiri)lmiş olması ilginçtir. Bu örgütün nihaî hedefi, 'Megalo- İdea' dedikleri ve Konstantipulos dedikleri İstanbul'a yeniden hâkim olmak idi. Bu noktada, Yunan İsyanı'nın ilk kıvılcımlarını tutuşturan 'Etniki Eteria' isimli örgütün liderliğini yapan Alexander İpsilanti'nin Rus Çarı'nın yâveri ve Rus ordusunda general rütbesinde olduğunu da belirtelim.. 'Her devirde Yunanlılar' 'Les Grecs a toutes les epoques' isimli bir kitap var, 'İNKILAB Basım-Yayım' tarafından 2021'de basılmış, fransızcadan tercüme edilmiş.. Kitabın yazarı, bilinmiyor.. Sadece 'Doğu'da eski bir diplomat..' kaydıyla 1870 yılında yayınlanmış, Paris'te.. Asıl önemli olan nokta ise, kitabın, (Dossier a consulter pour la Question d'Orient' (Şarq Meselesi için başvuru dosyası) diye takdim edilmesi.. Şarq Meselesi,