'Asgarî elfâz' ile 'azâmî yalan söyleme san'atı', ve..

(Gribal bir rahatsızlığın ateş hecmeleri arasında, bakalım, bu yazıyı tamamlayabilecek miyim)Ülke iki gündür bir yalan haberle çalkalanıyor.. Güya, 6 yaşında bir kız çocuğu 30 yaşlarında birisiyle evlendirilmiş..Kur'an-ı Mûbin, Hucûrât Sûresi'nde bize, 'Bir fâasıq size bir haber getirdiğinde, -onu hemen reddedin demiyor- tahkik etmeden kabullenmeyin..' diyor.. Bu haberi yayan gazetenin ve onun üzerine gerçekmiş gibi atlayanların kimler olduğunu bildiğimize göre, bu zehirli iddiaya, her bir Müslüman, ancak 'şeytanî bir tuzak' olarak bakmalıdır. Çünkü, bu 'alçakça' haber, inanç açısından halkın en bozuk kesimince desteklenen bir yayın organının şeytanlığı olduğuna göre, her Müslüman, o konuya daha baştan, 'müstekreh bir tuzak haber ve şeytanî bir tuzak' diye bakıp geçmelidir. (4-5 sene önce de hoca denilen bir kişinin böyle bir söz söylediği iddia edildiğinde, maalesef, o kişi, 'Ben kendi görüşümü değil, geçmişte böyle diyenler olmuştur diye bir bilgiyi aktarmıştım..' diye itiraf ettiği halde, niceleri, maalesef, geçmişteki ne idüğü belirsiz kitaplardan aktarmaları yapmaması gerektiğini bile idrak edemememişken, hâlâ 'çok bilgili, çok ihlâslı.' diye anılmıyor mu)'Efendim, 6 yaşındaki, bir kız çocuğu gelinlik fotoğrafı var..' diyenler, sadece bu ülkede değil, dünyanın birçok toplumlarında da, kız çocuklarına gelinlik elbiseler giydirildiği'ni bilmiyorlar mı150 yıl öncelerde, Şinasî'ye, 'gazetecilik nedir' diye sorulduğunda, 'asgarî en az elfâz (laflar) ile, 'azâmî en çok yalan söyleme san'atıdır..' demiş imiş.. Elhakk, hâlâ da geçerli değil miSahi, sadece Meclis değil; başkaları da, 'Neyin Gazisi'-Kendi deyimiyle-, 'Bay Kemal', 'Meclis'in 'Gazi' olmadığına dair bir nutuk irad etti' diye; kenarından teğet geçmek yerine, ufkumuzu açmalı o sözler.. Gazi, 'gazve eden' demek.. Gazve de, İslâm uğrunda verilen askerî savaşanlar' için kullanılan terim..Evet, ilk Meclis için 'Gazi' nispeten denilebilirdi.. Çünkü, Ankara'daki ilk Meclis teşkil olunurken, vilayetlerden gönderilecek temsilcilerin, 'dinî salâbet (hassasiyet ve metanet) sahibi kimselerden olmasına dikkat edilmesi' isteniyordu. Ama, Lozan'daki 'barış müzakereleri' sırasında, galip güçlerin, emperyalistlerin dayattığı haritaları Birinci Meclis'in kabul etmeyeceği anlaşılınca, Birinci Meclis'in feshedildiğini hatırlayalım.. Batum, Kıbrıs, Batı Trakya ve (Zaho, Erbil, Kerkük ve Süleymaniye'yi de içine alan) Musul eyaleti, işte o dayatmaların sonucunda, masa başında verildi. Ondan sonraki Meclis'lerin, 'gazi' sıfatını üstlenebilecek bir nitelikte olup olmadığına gelince.. 'İslâm uğrunda verilen savaş' yerine, milletin inancına, kültürüne, medeniyetine, 13 asırlık inanç yapısına savaş verilmesine dair kanunları çıkardığı ortada iken, o Meclisler 'Gazi' miydi Ahmed Cevdet Paşa'nın bir hukuk âbidesi olan Mecelle-i Hukûk-i Osmanî'sini bir kenara atıp, İsviçre kanonik hukukundan aynen tercüme edilip, başına 'Türk' kelimesi eklenmekle, Türk Medenî Kanunu diye anılan kanunun 'Esbâb-ı Mûcibe Lâyihası'nda gerekçesinde, 'memleketimizde mevcut ekalliyetler (gayrimüslim azlıklar) Lozan Muahedesi'nin, kendilerine kabul ettiği haklardan sarfınazar ettiklerini' bildirirken; 'milletimizi 13 asırdır kuşatan itiqadât-ı muzebzebeden (saçma-sapan inançlardan) kurtarmak için..' kabul ettirilen Kilise Kanunu, İslam uğrunda verilen bir mücadele miydi ki, o kanunu ve benzerlerini kabul eden Meclis, 'Gazi' diye nitelensindi. Bu 'gazi' sıfatı, özellikle savaşta yaralananlar için de kullanılıyordu. (Haa, 15 Temmuz 2016'daki darbe ihanetine karşı direnişte de, kim, hangi inanç adına direnmişti, onun tespiti de ayrı bir konu..) Kezâ, 100 yıl öncelerde yığınla 'Gazi Paşa'larımız vardı.. 'Gazi Osman Paşa, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Gazi Edhem Paşa' vs.. Ama, sonra, o sıfatın, savaşta yaralanıp yaralanmadığı da ayrı bir konu olan bir kişiye verilmesi, halkın onu İslâm yolunda mücadele eden bir kimse olarak kabul etmesi için bir yanıltmaca, kandırmaca olduğu açıktı. Ki, Kâzım Karabekir Paşa , bu konuda nasıl tongaya düşürüldüğünü çok sonraları çok açıklı bir şekilde anlatacaktı, hâtırâtında.. Evet, sözü 'Gazi Meclis' yakıştırmasından açmışken.. Şu konuya da değinelim:Geçen akşam, 'Bütçe görüşmeleri' sırasında