Kendini bilen haddini bilir

İnsanın kendini bilmesi, tanıması, özelliklerinin farkında olması çok önemlidir. Bunun için aşırı bir özgüven de yani kendini olduğundan yüksek görmek, gururlu ve kibirli olmak da yanlıştır; kendine güveninin az olması da

Bu yüzden insanın kendi seviyesini, kapasitesini, duygularını ve artı eksilerini bilmesi ona çok şey kazandırır. Buna kendimizi tanımak da diyebiliriz, iç görüsü olmak da veya haddimizi bilmek de

Kendini bilen insanların başlıca özellikleri şöyledir:

Güçlü ve zayıf yanlarının farkındadırlar.

Kendilerini gözlemler, eleştirebilir, hata ve kusurlarıyla ilgili espri ve şaka yapabilirler.

Eksiklerini, yanlışlarını bilirler. Eleştiriye karşı açık ve tahammüllüdürler.

Hoşgörü sahibidirler. Rijid ve sert tutumlu değil esnek ve elastiktirler. Bir şeyde inat etmezler, dediğim dedik insan değildirler. Yeni bilgi, değişik yaklaşım ve orijinal yollar önerenleri önyargısız olarak dinler, değerlendirir ve anlamaya çalışırlar. Gerek gördüklerinde de o alternatif düşünceye katılmakta tereddüt etmezler.

Kendini geliştirmeye ve öğrenmeye devamlı olarak açıktırlar. "Ben her şeyi bilirim" havasına girmezler.

Kendilerinden emindirler, doğru bildikleri yolda her şeyi göze alabilirler.

Kararlıdırlar. Belirsizliklere ve baskılara karşı dik durabilir, her durumda olumlu düşünebilirler.

İnandıkları değerleriyle, hedefleri ve davranışlarıyla tutarlıdırlar ve yol göstericidirler.

Aldıkları kararları uygular, ağızlarından çıkan sözleri tutar, vaatlerine uyarlar. Verdikleri direktiflerin uygulanıp uygulanmadığının titizlikle takipçisidirler. Böylelikle güven uyandırdıklarından saygı da görürler.

Üzücü veya beklenmeyen, istenmeyen bir sonuç ortaya çıktığında hemen başkalarını suçlamak yerine öncelikle kendilerini sorgularlar. "Acaba ben nerede hata yaptım da işler bu noktaya geldi" veya "Kendime düşen görevi layıkıyla yaptım mı" diye kendilerini özeleştiriden geçirirler.

Öfkelerini kontrol etmeyi bilirler, hemen sinirlenmezler. Böylece yanlış bir karar vermekten veya hatalı davranışta bulunmaktan kaçınırlar.

Hep güler yüzlü ve hoş sohbettirler.

Haddini bilen insanlar yapamayacakları görevlere talip olmazlar, böyle makamlar teklif edildiğinde uygun bir dille reddetmeyi bilirler.

YAŞLILIK VE ÖLÜM KORKUSU

Bir okuyucumuz yaşlandıkça ölüm korkusundan ıstırap çektiğini ve ne yapabileceğini sormuş.

Öncelikle belirtelim ki bu korku insanı ibadetlerine sevk eder ve hayatı daha anlamlı yaşamasına katkıda bulunur. Ancak aşırıya kaçıp mutsuz ve huzursuz olacak tarzda olması kabul edilemez.