Yeni varyanta dair...

Yeni yıla dair umutlarımızı dile getirirken istisnasız herkesin ilk sırada söylediği "pandeminin sona ermesi ve sağlık" dilekleri oldu. Ama gelin görün ki; başkalaşarak yeni varyantlar halinde hayatımızda olmaya devam edecek bu virüs. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Okan Müderrisoğlu'na açıkladığı yeni durum çok önemli. Dünkü Sabah gazetesinde okumayanlar için tekrar etmekte fayda var: "Şu anda her dört vakadan biri Omicron varyantı. Bir hafta, on gün içinde üç vakadan birinin Omicron olması sürpriz görünmüyor. Hatta bu varyantın tümüyle baskın karakter kazanması bekleniyor." Virüsün yeni halinin kolay bulaşıyor olması, mesafe konusunda da kendisini gösteriyor belli ki. Koronavirüsün önceki varyantlarında bulaş riskini azaltmak için iki metre mesafe yeterliyken Omicron'un bulaşması ihtimali için bu mesafenin dahi yeterli olmadığını Sağlık Bakanı Koca'dan öğreniyoruz. İşte tam da burada, pandemi başladığı ilk günden itibaren kişisel önlemlerimizin başında gelen maske-mesafe-hijyen ve sosyalleşme noktasında dikkatli olma konuları yine öne çıkıyor. Aşılama oranında dünyada örnek ülkelerin başında gelsek de; virüsün bulaşıcılığını önlemekten ziyade, daha hafif semptomlar şeklinde atlatmaya yarıyor. Ama, bulaşıyı önlemek ya da korunmak yine bizim elimizde; yani zorunlu haller dışında sosyalleşmeyeceğiz. Kapalı alanlarda maskesiz durmayacağız. Kesinlikle insanlarla temasta bulunmayacağız. Sık sık ellerimizi yıkayacak ya da dezenfektanla temizleyeceğiz. Bulunduğumuz ortamı belli aralıklarla havalandırmaya özen göstereceğiz. Koronavirüs Bilim Kurulu Üyelerinden Prof. Dr. Serhat Ünal ile virüsün geldiği son durumu konuşurken, en önemli şeyin aşılanmak olduğunun altını çizdi. Virüsün yapısı gereği yaygınlaşmasının artmasında herhangi bir olağandışı durum olmadığının da altını çiziyor. Hatırlatma aşısı dahil, aşıların yapılmış olması ve kişisel korunma yöntemleri noktasında dikkat edilmesi halinde hastalığa yakalanılsa dahi, hafif atlatılacağı konusunda da endişesi yok. Hangi aşının daha iyi olduğunu da sordum Serhat Ünal Hoca'ya. Malum Türkovac aşımız da artık kullanılmaya