Hayal bile değildi gerçek oldu...

Atatürk'ün gösterdiği hedef çok açıktı: "Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkarmak." Bir anlamda eser siyasi hedefi ortaya koydu büyük Atatürk. Cumhuriyetin ilanından hemen sonra da ortaya koyduğu vizyon ve inkılaplarda da milletle birlikte bu hedefler yolunda ilerlendi. Atatürk sonrasında Türkiye'nin, her büyüme ve kalkınma dönemlerinde de darbe denilen ceberrut ile yolu kesildi, yerin dibine sokulmaya çalışıldı. 3 Kasım 2002 tarihi ile bu makus talih artık mecburiyet olmaktan çıktı, yepyeni bir dönüşüm başladı. Türkiye'nin bütün rakamları, 2002 sonrasında değişime uğradı. Kalkınma mücadelesi kesin bir zafere ulaştı. Türkiye, bölgesinde güçlü bir ülke olmanın çok ötesine geçip, dünya ile rekabet edebilir hale geldi. Ülke yönetiminde bütün payandalardan kurtulmanın dışında, eser siyaseti anlayışı ile Türkiye, gerçek anlamda çağ atladı, atlamaya devam ediyor. Cumartesi sabah Ankara'dan Rize'ye uçarken göreceğim manzaranın bende bu etkiyi yaratacağını biliyordum ama gözümle görüp, tarihe bir kez daha tanıklık edince her seferindeki gibi bir kez daha şaşırmaktan kendimi alamadım. Deniz dolgusuyla inşa edilen Türkiye'deki ikinci, dünyadaki beşinci havalimanı olan Rize- Artvin Havalimanının kendi alanındaki büyüklüğü ve iddiasının haricinde, son 6 ayda açılan üçüncü havalimanı yatırımı olması dolayısıyla verdiği mesaj ortada. Başkan Erdoğan ve konuk Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'i beklerken sohbet ettiğimiz Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu heyecanını, 'havacılıkta çığır açmaya devam ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz' diye açıklarken, sabahın erken saatlerinden