Dünyanın Erdoğan'la yüzleşmesi...

Başkan Erdoğan ile her yurtdışı gezisi, gazetecilik açısından da çok önemli artılar katıyor. Tartışmasız tecrübesi, her konu ve olayla ilgili tarihin bizatihi hafızası sayılması, uluslararası ilişkilerde gerektiğinde tavır, gerektiğinde aksiyon, gerektiğinde de duruma göre geri adım atması tesadüfen ya da anlık tepkiler olarak yapılmıyor. Kendi adıma bir gazeteci olarak bu durum, tarihe tanıklık ederken, analizlerimde birbirini takip eden bu süreçleri değerlendirme noktasında çok önemli bir katkı yapıyor. Kendi dönemi içinde, kesintisiz tek başına 20 yılı aşan iktidar tecrübesiyle dünyada bir eşi daha yok. (Putin var ama o da bir dönem devlet başkanlığına ara verdiği için daha farklı bir kategoride değerlendirilebilir.) Kuşkusuz bu fiili durum çok önemli bir etken. Ama buna bir de Erdoğan'ın karakteri ve liderlik özelliklerinde öne çıkan cesaret ve kararlı duruş ile duruma göre vaziyet alabilme iradesini de ekleyince, özellikle uluslararası toplantılarda çok kıymetli izlenimler ortaya çıkıyor. Son olarak G20 Liderler Zirvesi'nde takip ettiğimiz Erdoğan profili, buraya kadar anlatmaya çalıştığım analizi de ortaya koyuyor. 20 yılın getirdiği özgüven, tecrübe ve her tür vesayete karşı verilen mücadelede sabırla, direnerek ve kararlılıkla alınan sonuç, Bali'deki zirvede Erdoğan'a gösterilen teveccühle bir kez daha görüldü. Çok değil, altı ay öncesine kadar pandemi sonrasında bütün dünyanın etkilendiği kadar olmasa bile ekonomideki dalgalanmanın Erdoğan'ı seçimlerde zora sokacağı ve sandıktan çıkamayacağı algısıyla hareket eden liderlerin, G20 Zirvesi'nde kendisine gösterdiği ilgiyi burada anmadan geçmek olmaz. Son dönemde Rusya-Ukrayna Savaşı'nda bütün dünyayı rahatlatan denge adımları, barış için üstlenilen